Güldibi mahallesini tam ortasına, bir vakit ansızın diki verildi “totem” denilen baz istasyonu. Teknolojik iletişim tamam da, bir de sosyal iletişim kurulsaydı, kendimizi değerli hissederdik. Sosyal olmak için şeffaf, şeffaf olmak için de hizmet platformları olmalı ki totem işe yarasın.
Eskiden insanlar, inançlarını, kimliklerini ve doğa ile bağlarını simgelemek için taştan ya da tahtadan devasa yapılar inşa eder, üzerlerine figürler işlermiş. “Totem” dedikleri bu yapılar, yalnızca birer taş ya da odun parçası değil, aynı zamanda geçmişle gelecek arasında kurulan bir köprü ve bilinmezliğe duyulan saygının sembolüymüş.
Gel zaman git zaman, bu anlayışı kazanca dönüştürmeyi başaran modern reklamcılar, ismini dahi değiştirmeye tenezzül etmeden “Totem Reklamcılığı” diye bir kavram geliştirdi.
Şimdi, Sapanca’nın da bir “totem” i var, hem de “ilçemizi sahiplenme” adına! Ama bu seferki bir reklam değil, bir baz istasyonu. İnsan, ister istemez düşünüyor: “Sussam gönül razı değil, söylesem tesiri yok” cinsinden bir mesele bu.
Biz de, niyetler ne kadar iyi olursa olsun, hayatımıza giren yeni totemler hakkında Sapanca INFO okurlarıyla dertleşmek istedik.
Güldibi mahallesini bilenler iyi bilir, sabahın ilk ışıklarıyla Sapanca’ya doğru yürüyüş yapmanın güzelliklerini. Sağa baksanız Samanlı Dağları, yukarı baksanız masmavi gökyüzü. Yolculuğunuzu dere şırıltıları ve kuş cıvıltıları süsler. Ama şimdi başınızı kaldırıyorsunuz ve hop! Karşınızda kocaman bir totem, üzerinde “#meseleSAPANCA” yazıyor, bir de belediye logosu iliştirilmiş.
E tabii, insan sormadan edemiyor: “Bu şimdi neyin meselesi?”
Mahallenin meydanına dikilen bu yapı hakkında genel bir bilgilendirme yapılmadığı için biraz dedikoduya meylettik. İlk başta bir reklam totemi sandık ve üzüldük. Sapanca’nın, yılda 150’den fazla kuş türüne ev sahipliği yapan ve “Batı Palearktik Göç Yolu” üzerinde yer alan gökyüzüne mi sıra geldi, diye düşündük.
Neyse ki yanılmışız. Ama bu sefer başka bir gerçek çıktı karşımıza: Bu dev yapı, bir baz istasyonu imiş!
“Totem Baz İstasyonu” Meselesine Bakış
İstanbul-Ankara arasında Kuzey Anadolu Fay Hattı üzerinde bulunan Sapanca’da kesintisiz iletişim hayati önem taşıyor. kesintisiz sağlanacak iletişimin; deprem, sel, yangın gibi afetlerde iletişim hatlarının açık kalması; hızlı internet altyapısı sayesinde turizm ve ekonomiye katkı sağlanması; kırsal ve uzak bölgelere erişimin artması gibi pek çok faydası var. Bu sebep ve gerekçelerle ülkemizin birçok yerinde karşı söylem ve tepkiler olsada baz istasyonlarının, modern yaşamın bir parçası olduğunu kabul ettik. Ancak içimizi kemiren başka bir #mesele var.
Mesela, 1930’lu yıllarda tenezzüh trenleriyle Sapanca’ya gelen yüzlerce kişiyi Sapanca’ya olası katkıları için coşkuyla karşılayan Sapanca halkı, bugün on binlerce kişiye hizmet sağlayacak bu devasa yapı için neden aynı heyecanı göstermiyor?
Sebep, elektromanyetik alanların sağlık riskleri mi? Görüntü kirliliği mi? Doğal hayatın olumsuz etkilenmesi mi? Yoksa estetik kaygılar mı?
Sorun: İletişimsizlik
Bir toplum, başucunda cep telefonuyla yatıp kalkarken baz istasyonlarından şikayet etmesi ne kadar gerçekçi olabilir? Galiba sorun başka bir yerde. Belki de #mesele sesinin duyulmadığını, önemsenmediğini hissetmek.
Örneğin, baz istasyonunun faydaları arasında kesintisiz iletişim sağlamak varken, planlanma ve kurulum sürecinde iletişim etiğine uymamak, yerel halka bilgi vermemek, açıklama yapmamak, mahalle ortasına bir vakit ansızın totem dikmek…
İnsan ister istemez alınıyor doğrusu?
Çözüm: Sosyal Yönetim Anlayışı
50 bin kişiye hizmet sunma iddiasında bulunanlar, iletişimde de aynı titizliği göstermelidir. Ancak, bire bir iletişim kurmak çoğu zaman mümkün değildir. Zamanında oluşturulan sistemler de yetersiz kalsa da çözüm basittir: Şeffaf bir iletişim yaklaşımı ve etkili bir internet platformu.
Bir düşünsenize, Sapanca’da yaşayan ya da misafir olan herkes, 7/24 herhangi bir konuda bilgi almak yada bilgi vermek için belediyeye gitmek zorunda kalmıyor. İnternet sayfası üzerinden her türlü bilgiye ulaşabiliyor. Hangi hizmetin ne zaman ve nerede verileceği, şikayet ve taleplerin iletilmesi, etkinliklerin duyurulması, turistik bilgiler, fatura ödemeleri, başvuru işlemleri… Hepsi parmaklarının ucunda. Çevre bilinci, sağlıklı yaşam, toplumsal farkındalık, eğitimler, seminerler…
Sapanca’da neler oluyor, projelere nasıl bütçe ayrılıyor, her şey şeffaf bir şekilde görülebiliyor. İşte bu, sosyal belediyeciliğin en önemli adımlarından biri! İşte bu, insana değer verildiğinin en büyük göstergesi.
Yıllardır kimsenin önemsemediği Sapanca Belediyesinin internet sayfası, bir an önce gerçek bir hizmet platformu haline getirilmesi gerekmektedir. İşte o zaman bu katılımcılık, baz istasyonlarını daha anlamlı kılacaktır.
Sapanca’ya yakışan da, Sapancalının hak ettiği de budur!
4 Yorum
Bir kesimi karşısına alacağını bilerek, duygularını ifade eden Eymen kardeşimize bu güzel bakış açısı için teşekkür ederim.Kalemine yüreğine sağlık güzel kardeşim
Mehmet abicim hatırın var olsun
İstanbul’a da üstelik olur olmaz her yere o totemlerin yüzlercesi dikildi. Büyük daha da büyük gokdelenlenler. Her biri adeta Mısır’daki keops kefren mikerinos. Yüzlerce yıldır bu coğrafyada gökyüzü kuşların uçurtmaların minarelerin ve bütün insanliğındır bilirdik. Meğer gökyüzü de işgal edilebilirmis. Sapancaya dikilen şey herkesin başucunda telefon ve internetin olduğu bu teknoloji çağında bir zorunlu ucube olabilir. Peki ya İstanbul’a dikilen bu çirkinlik abideleri? Yedi tepeli eski İstanbul eskiden minarelerin ve güvercinlerin sehriydi. Ve ne zaman gökyüzüne baksak içimize huzur dolardı. Artık gökyüzüne bakınca endişe ve soğuk bir ürperti hissediyorum. Bütün ülkenin önemli bir sorununu Sapanca özelinde ve toplumla iletişim ve topluma saygı kavramları üzerinden konuyu gundemlestirmissiniz teşekkür ederim. Bu bütün ülkenin yakıcı kent medeniyet ve kültür sorunu.
Sadece bizim sorunumuz olmadığı ülkemizin bir çok yerinde bilinçsiz gelişigüzel bir yerlere kondurulmasına dikkat çekmek istedik.
Yorum ve değerlendirmeniz için teşekkürler Vadat bey.