1930’larda Anadolu’yu dolaşan gazeteci Ragıp Kemal Cantürk, o dönem Kocaeli’ye bağlı olan Sapanca ve Sapancalılar ile ilgili az da olsa ilginç ve dikkat çekici ayrıntılar paylaşmış. Yazılarında bölgenin sosyal hayatından, ekonomik durumundan ve insanlarının genel özelliklerinden bahsetmiş. Bu gözlemler, Sapanca’nın o yıllardaki günlük yaşamına ışık tutarken, dönemin havasını anlamamıza da yardımcı oluyor.
1930’lu yıllarda Milliyet, Akşam ve Vakit (Kurun) gazeteleri için Anadolu ve Trakya’yı dolaşan Ragıp Kemal Cantürk, birkaç kez Sakarya yöresini de ziyaret etmiştir. Bu ziyaretler sırasında Sakarya Vilayeti henüz kurulmamıştı. 1954 yılında gerçekleşecek bu gelişmeden önce, büyüklüğü ve gelişmişliğiyle vilayet merkezi olma potansiyeli taşıyan Adapazarı’nın yanı sıra Geyve, Sapanca ve Hendek de Kocaeli Vilayeti’nin birer parçasıydı. Ragıp Kemal Cantürk, ziyaretlerinde ağırlıklı olarak Adapazarı ve Geyve üzerinde durmuş, Sapanca ve Hendek ile ilgili yazıları ise daha sınırlı kalmıştır. Yine de o dönemin Sapanca’sını anlamak için onun gözlemleri önemli bir kaynak sayılabilir.
Ragıp Kemal Bey’in 1932 yılının İlkbaharındaki Sapanca Gezisi
Ragıp Kemal Bey’in 1932 yılındaki ziyareti sırasında Sapanca 3000’i merkezde olmak üzere toplamda 9.000 civarında nüfusa sahiptir. Nahiyede 525 hane, 3 otel, 85 dükkân, 1 küçük hamam, 4 aşçı, 5 fırın ve 6 kahvehane vardır. Muhabire göre; suyu ve havasının güzelliği, sıtmanın olmaması, demiryolu üzerinde bulunması, büyük bir gölün kenarında olması ve meyvesinin bolluğu Sapanca’yı özel kılmaktadır.
Sapanca Gölü’nün oluşumu ve boyutu hakkında okuyucularını bilgilendiren muhabir gölde çok balık olmasına rağmen bunların makbul olmadığını; ayrıca, gölün suyunun çok lezzetli olduğunu ve Adapazarı halkının bu suyu içmekte olduğunu da aktarır.
Sapanca’da müstakil bir belediye binası olmadığından Belediye Başkanı’yla kâtip, hükümet konağında boş bir odada görev yapmaya çalışmaktadır. Halk belediyeden çok şikâyetçidir. Özellikle umumi bir helanın yapılmaması, sokakların temizlenmemesi, dükkânların denetlenmemesi, yangına karşı motorpomp alınmaması ve istasyonda aydınlatma bulunmaması şikâyet konusudur. Belediyenin 6.000 liralık hayalî bütçesinin 3.000 liraya indirilmiş olduğu bilgi sini veren Ragıp Kemal’e göre bu para ile fazla iş yapma imkânı yoktur. Buna rağmen bir umumi bir hela yapımına başlanmıştır.
Sapanca’da doktor olmadığı gibi belediyenin de doktor istihdam edecek bütçesi yoktur. Ancak belediye tarafından bir ebe getirilebilmiştir. Sıtma mücadele hekimi tarafından hastalara bakılmaktaysa da kasabada eczane bulunmadığından reçeteler Adapazarı’na ve İzmit’e gönderilmekte, ilaçlar gelinceye kadar hastalar çok çile çekmektedir.
Sapanca’daki ekonomik duruma fazla değinmeyen Ragıp Kemal Bey, buna rağmen Sapanca’da yıllık 10.000 kilo çay üretildiği, ahali tarafından içildiği ve istasyona çok miktarda götürülüp satılmakta olduğu bilgisini vermektedir.
Muhabirin Sapanca’nın toplumsal yapısıyla ilgili tespitleri ise şu şekildedir:
Bura halkı çok asabi ve sert insanlardır. Maahaza mugayiri ahlak hiçbir hal yoktur. Namaz ve oruçlarına ziyadesile dikkat ederler. Taassup ve dedikodu pek fazla değildir. Yalnız gavga ve gürültü fazlacadır. Buraya gelmiş olan muhacirler memleketlerinden getirdikleri husumet ve kan gütmek yüzünden yekdiğerini vurmakta bir beis görmemektedirler.
…
Burada her gün adam vurmak, biribirlerini bıçaklamak olağan şeylerdendir! Maahaza, hükümet failleri derdeste kusur etmemektedir.
Ragıp Kemal Bey’in 1933 yılının Sonbaharındaki Sapanca Gezisi
Yaklaşık bir buçuk yıl sonra Sapanca’yı yeniden ziyaret eden muhabir sadece sıtma mücadelesi hakkında bilgi vermiştir. Önceki ziyaretinde Sapanca’da sıtma olmadığını söylediği halde bu ziyaretinde sıtmanın “Sapanca’nın mühim dertlerinden birisi” olduğunu belirtmekte, sıtma mücadelesinin yolunda olduğunu müjdelemektedir. Eski sıtma mücadele reisi zamanında yapılamayan işler, Mersin’den atanan Dr. Fazıl Bey tarafından yapılmaya başlanmış görünmektedir. Fazıl Bey kanallar açtırmakta, bataklıkları kurutmakta ve yeni projeleri hayata geçirmektedir. Bir önceki sene Sapanca’da 1388 sıtmalı varken 533’e inmiş durumdadır. Bunun sonucunda sadece bazı köylerde mücadeleye gerek kalmıştır.
Bir yandan sıtma mücadelesi konusunda böyle olumlu bir tablo çizen Ragıp Kemal Bey, diğer yandan yine söyledikleriyle çelişmektedir. Zira yine kendi verdiği bilgilere göre, ziyareti sırasında Adapazarı, Sapanca ve İzmit’te yağan yağmurlar gölcükler oluşturmuş ve yörede “müthiş bir sivrisinek hücumu” na neden olmuştur. Sapanca gölünün mecrası Adapazarı civarında taşarak gölcükler meydana getirmektedir ve bunların kurutulması büyük mesai gerekmektedir. Bu durum Sapanca’da sıtma mücadelesi konusunda kat edilmesi gereken daha çok yolun olduğuna işaret etmektedir.
Kaynak
Ragıp Kemal, “Sapanca belediyesinden şikâyet ediliyor ama yapılacak şey yok!”, Milliyet, 28 Mart 1932, s. 7.
Ragıp Kemal Cantürk’ün Gezi Yazılarında Sakarya Yöresi