Sapanca INFO

Yasin ADIYAMAN ile Röportaj

Sapancalı şair Yasin ADIYAMAN ile yaptığı röportajı, Nurefşan BAYKUL derin bir içtenlikle kaleme alarak Sapanca INFO okurlarıyla paylaştı. Sanatıyla sadece kendi içsel yolculuğunu değil, okurlarıyla kurduğu anlamlı bağları da her geçen gün derinleştiren ADIYAMAN, şiirlerinde taşıdığı duygusal yoğunluk ve sanatsal içgörüyü bu röportajda açıkça ortaya koyuyor. BAYKUL ’un samimi soruları ve ADIYAMAN ’ın derin yanıtları, okuyuculara Sapanca’nın kültürel birikiminin ardındaki bu genç şairin dünyasına dair etkileyici bir pencere sunuyor.



Yasin ADIYAMAN ile irtibat kurmak, kitaplarını satın almak için ..

Sizi tanımayan okuyucular için biraz kendinizden bahseder misiniz?

1994 yılının Temmuz ayında Adapazarı’nda doğdum. Sapanca’daki eğitim hayatıma Kemalettin Sami Paşa okulunda başladım, Sapanca Meslek Lisesi Makina bölümü ile tamamladım. Ardından da İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih bölümünü bitirdim.

Kaç yaşından beri yazıyorsunuz?

Aslında bu benim için biraz karışık bir durum. Şöyle ki ilk şiirlerimi lise yıllarında yazmıştım. Yaklaşık olarak otuz adet şiir yazdığımı hatırlıyorum. Üniversite okuduğum yıllar içerisinde sadece şiir yazma girişimlerim olmuştu ancak bu süreçler genel olarak ortaya bir kitap çıkartmadı! 2021 yılının Ekim ayından itibaren gerçek anlamda yazmaya başladığımı söyleyebilirim.

Kaç yaşında yazma yeteneğinizi keşfettiniz?

Lise ve üniversite yıllarında yazmayı denemiştim ancak tecrübe ve eğitim seviyemin buna elverişli olmaması nedeniyle yazma yeteneğimi keşfedebilmek için 27 yaşıma kadar beklemek zorunda kaldığımı söyleyebilirim.

Peki, sizin ilham kaynağınız nedir?

Doğayı, sessizliği ve de en önemlisi “insansızlaşmış” bir çevrede yaşamayı seven bir yazarım. Bu konuda şöyle bir anekdot anlatabilirim; Kitaplarımı yazdığım günlerde mental olarak dinlenebilmek için sıklıkla sahilde yürüyüş yaparken rastlamış olduğum bir tanıdığımın “Yazarlığının ilham kaynağını nedir?” sorusuna hiç düşünmeden Sapanca gölünü göstererek yanıt vermiştim.

Kariyer hedefiniz nedir

Maddi çıkarlar uğruna ya da sırf bir kitlenin hoşuna gidecek diye kitaplar yazamam ancak ne yazık ki ülkemizde hep bir taraf olmak zorunda kalırsınız! Bu yüzden herhangi bir tarafın sesi olmamak için kendi özgün yolumda ilerleyebilmek adına edebiyatı bir kariyer alanı olarak görmektense bir hobi olarak değerlendiriyorum çünkü edebiyatta bir kariyer hedefim olsaydı sınırlamalarım olacaktı.

Hayatta unutamadığınız bir an?

2012 yılının Haziran ayında yaşamış olduğum bir olayı unutamıyorum. Şöyle ki bazı araç-gereçleri satın almak için girmiş olduğum kırtasiyenin Dünya klasikleri rafında biraz göz gezdirmek için elime almış olduğum Jack London’un “Martin Eden” romanı dikkatimi çekmişti. Henüz o yaşıma kadar herhangi bir kitap okuma alışkanlığım yoktu. Bereket ki cüzdanımda “Martin Eden” romanını satın alacak kadar param vardı. Romanı satın aldım ve hemen o gün içerisinde okudum. Geleceğim bir anda farklı bir yöne doğru şekillenmeye başladı çünkü “Martin Eden” romanı ve karakteri beni aşırı derecede etkilemişti.

Kendinizi ve kaleminizi yakın bulduğunuz yazar ya da şair var mı?

Bu yanıtlaması çok zor bir soru çünkü hem yazmadan önce hem de aktif olarak yazdığım süre içerisinde beni etkilemiş olan çok fazla yazar, şair ve düşünür var. Hangisinden bahsedeceğimi şu an için bilemiyorum. Diyebilirim ki ben “Klasikçiyim!” yani Dünya klasiklerini ve Türk klasiklerini okumayı seviyorum. Bu yüzden de bu soruya Dünya klasikleri ve Türk klasikleri yazarlarının genelini söyleyebilirim.

Peki, yazamadığınız ve ilham gelmediği noktada bu size nasıl yansıyor?

Yazamadığım zamanlarda sıklıkla kitaplar okuyorum, şarkılar dinliyorum. Genellikle Sapanca’nın kendine özgü olan eşsiz doğası ve kişiyi dinginleştiren huzurlu sessizliği eşliğinde yürüyüşlere çıkıyorum ki bu da yeni ilhamların gelmesine vesile oluyor.

En sevdiğiniz sokak ve şehir?

İstanbul, özellikle tarihi yarımada çünkü Tarih bölümünü okumuş olmamda bu bölgenin benim için özel bir anlamı vardır. Ancak en sevdiğim sokak tercihini İstanbul’dan yana kullanamayacağım çünkü en sevdiğim sokak Adapazarı’nda bulunuyor. Hikâye alanındaki Türk edebiyatının en önemli ve en özgün yazarlarından birisi olan; “Sait Faik” (Abasıyanık) sokağını söyleyebilirim.

Sizi için hangi film efsanedir?

“Cennet Bahçesi” ve diğer kitaplarımda yer alan hikâyelerimi, “Kelebek Etkisi” teorisine göre yazdım ve bu konuyu bence en iyi sinemaya uyarlayan iki film var; “The Butterfly Effect” (Kelebek Etkisi) ve “Mr. Nobody.” (Bay Hiç Kimse) Benim için bu iki film efsanedir diyebilirim.

En sevdiğiniz şiiriniz hangisi?

Bu soruya şu an için net bir cevap vermem mümkün değil çünkü en sevdiğim şiirimi henüz yazamadım! Umarım bir gün bu hayalim gerçekleşir…

Çocukken meslek hayaliniz neydi?

Ortaokul yıllarında çok sevdiğim bir öğretmenim vardı. Okulda ders verdiği onlarca öğrencisi olmasına rağmen benimle özel olarak ilgilenirdi. Sağ olsun onun sayesinde Tarih ilmine karşı bir ilgim oluştu. Hatta bir dersin sonunda yanına giderek, “Öğretmenim, ileride sizin gibi Tarih öğretmeni olmak istiyorum.” dediğimde bana, “Tarih, zor bir bölümdür, özelikle Osmanlıca dersleri filan. Kalın kalın sözlükler okumak zorunda kalırsın!” diyerek biraz da beni bu bölümü okumaktan caydırma çalışmıştı. “Tabii ki yıllar sonra lise eğitimim bitecek, iki yıl süren bir dershane sürecinin ardından 2014 yılında Tarih bölümünü kazanacağım ve 2018 yılında da bu bölümden mezun olacağım…” Üniversite yıllarında Tarih bölümünün “Genel Türk Tarihi” anabilim dalında akademik kariyer yapmak gibi bir planım vardı ancak olmadı çünkü “öngöremediğim bir sonuçtan!” ötürü kesin olarak yönümü edebiyata çevirmek zorunda kaldım.

Yalnızlık sizin için ne ifade ediyor?

Bu soruya Özdemir Asaf’ın, “Yalnızlık” üzerine yazmış olduğu bir şiiriyle cevap vermek istiyorum;

“Yalnızlık”

I

“Yalnız kaldınız sanırsınız,
Biliyorum.
Yalnız bırakılmışsınız,
Biliyorum.
Ötesi yok.”

II

“Ötesi var:
Yalnızlık
Müziğin bile seni dinlemesidir.
Yalnızlık
İnsanın kendine dönüp mektup yazması
Ve dönüp-dönüp onu okuması
Yalnızlığın da ötesidir.”

Son olarak yazmak ve bu alanda gelişmek isteyenlere önerileriniz nelerdir?

Günümüzde edebiyat ve teknolojinin birleşmesi artık kaçınılmaz bir olgudur ki bu alanda kendisini geliştirmek isteyenlere kitaplarımdan örnekler verebilirim. “Cennet Bahçesi” kitabımda yer alan hikâyelerimi “QR kare kod” ile paylaştığım resimler ve videolar (A) sayesinde zenginleştirerek gerçeklik algısını okuyucuda derinleştirdim. “Düşünceler Sözlüğü” deneme kitaplarımda son on iki yıl içerisinde okumuş olduğum kitapların (B) listesini “QR kare kod” ile bir Word dosyası olarak “Academia” sitesinde paylaştım. “Beyaz Yağmurlar” kitabımda yer alan şiirlerden bir tanesini (Beyaz Işıklar Gölünde) “Suno AI” yapay zekâ uygulamasıyla şarkılaştırdım (C) ve “YouTube”da yayınladım. Bu ve benzeri konularda çeşitli örnekler görmek isteyenler kitaplarımı satın alıp inceleyebilirler… Kısacası biz yazarlar ve bu konuda kendisini geliştirmek isteyenler olarak kitaplarımızın edebi değerini yüksek tutmalı ve sayfalarımızı teknolojinin sağladığı imkânları da kullanarak zengin içeriklerle donatmalıyız çünkü sloganımız;  “THE FUTURE IS NOW” olmalıdır…

Sevgi Ve Saygıyla,
Yasin ADIYAMAN…

Yorum Yap

İçimdeki BEN, Dışımdaki SEN ve SAPANCA ...