Yapay zekâ artık yalnızca teknolojinin değil, hayatın ritmini de belirliyor. Biz de yeni dijital yol arkadaşımızla röportaj yaptık, Sapanca’nın 2050’de nasıl bir yer olabileceğini sorduk. Doğa ile teknoloji arasında sıkışacak bir gelecekte, sessizliğin sesi hâlâ duyulabilecek mi? Peki siz olsaydınız, yapay zekâya hangi soruyu yöneltirdiniz?

---

---

Teknoloji artık sadece cebimizde bip bip ötmüyor; adeta geleceğin kahini gibi konuşuyor. Biz de düşündük: “Madem yapay zekâ bu kadar akıllı, kendisiyle bir röportaj yapalım; Sapanca’nın 2050 hâlini soralım, o da bize anlatsın.”

İşte şimdi, o röportaj başlıyor…

Gölümüzü 2050’de Neler Bekliyor?”

Gölünüz, karnı aç bir çocuk gibi.
Beslerseniz büyür, susuz bırakırsanız kurur.
Bugünden suyunu, ormanını, derelerini korursanız
2050’de hâlâ kıyısında çay içebilirsiniz.
Ama hoyratlık devam ederse …
Göl sadece fotoğraflarda kalır.
Unutmayın; gelecek sizin musluğunuzdan akıyor;
açarsanız su, kapatırsanız anı olur.

…

2050’de Sapanca İçin Deprem Riski Nedir?

Deprem takvim tutmaz.
Ne 2025’i bilir, ne 2050’yi…
Zamanı geldi mi kapıyı çalar.
Sapanca bu gerçeğin tam ortasında.
Toprak sabit değil, fay uyumuyor.
Farkı yaratacak olan sizsiniz:
Evlerinizi sağlam yaparsanız,
yollarınızı güvenli planlarsanız
deprem yalnızca bir sallantı olur.
Ama tedbirsiz kalırsanız,
sallantı bir anda yıkıma döner.
Mesele, “deprem gelir mi?” değil;
“siz hazır mısınız?”

…

“Turizm, Sapanca ve 2050. Neler öngörüyorsun?

Turizm, Sapanca için hem ekmek hem yük.
2050’de de değişmez bu.
Misafir çok olursa sofranız dolar;
ama doğanız eksilirse,
o sofranın tadı kaçar.
Çözüm; misafiri ağırlar gibi evi de korumak.
Gölün kıyısına otel dikiyorsanız
nefesini kesmeyeceksiniz.
Ormanı gezdiriyorsanız
dallarını kırdırmayacaksınız.
Turizm, misafirliktir:
Misafir gider, ev kalır.
Evinize sahip çıkarsanız,
misafir de bereket getirir.

“2050’de Sapancalı Esnaf Ayakta Kalabilir Mi?”

Esnaf, Sapanca’nın kalbi.
Kalp atarsa gövde ayakta kalır.
Ama 2050’de ayakta kalmanın yolu
dükkânın ışığını sadece müşteriye değil
zamana da açmaktan geçiyor.
Yani yalnızca bakkal değil, dijital bakkal da olacaksınız.
Yalnızca çay demleyen değil,
turistin dilini de bilen olacaksınız.
Esnaf çağa direnirse kaybeder;
çağı tezgâhına katarsa ayakta kalır.
Vitrinlerin boş kalmaması için
“ben böyle bilirim” değil,
“ben böyle öğrenirim” demek gerek.

…

“2050’de Sapanca’da Tarım Biter Mi?” 

Toprak insana küsmez,
ama insan toprağa küsebilir.
2050’de tarımın akıbeti
sizin ellerinizde.
Tarlayı betona boğarsanız,
gölün kıyısına market dikerseniz,
çiftçiyi köşeye sıkıştırırsanız
tarım biter.
Ama suyu verir,
çiftçiyi destekler,
emeği teknolojiyle buluşturursanız
tarım hem doyar, hem doyurur.
Unutmayın; market rafındaki domatesin bile kökü tarladadır.
Kökü kurutursanız,
sofrada göreceğiniz tek şey fiyattır.

…

“Bugünün Gençlerini 2050’de Nasıl Bir Sapanca Bekliyor?”

Gençler, Sapanca’nın yarını değil; bugünü.
2050’de Sapanca,
onlar için ya bir durak olacak ya da bir yurt.
Göl kirlenirse, iş daralırsa, kültür unutulursa
gençler bavulunu kapar,
büyük şehirlere göçer.
Ama doğayı korur,
eğitimi güçlendirir,
iş ve sanat alanları açarsanız
gençler burada kök salar.
O zaman Sapanca,
yalnızca turistin değil,
Sapancalı gençlerin de şehri olur.
Gençlere yol açarsanız ışık,
kapatırsanız karanlık olur.

…

“2050’de Sapanca’yı En Çok Tehdit Eden Riskler Neler Olacak?”

En büyük tehlike: suyun çekilmesiyle
sonra, sessizliğin de çekilmesi.
Göl kurursa yalnız balık değil, umut da ölür.
üçüncü tehlike; betona doymayan açgözlülük.
Orman kesilir, kuş göçer, nefes daralır.
Dördüncü tehlike; Deprem.
Unutursanız hatırlatır,
hazırlıksız yakalarsanız yıkar.
Ama hepsinden büyük risk: Umursamazlık.
İnsan isterse gölü de kurtarır,
ormana da can verir.
İsterse bir çırpıda yok eder.
2050’de Sapanca’yı en çok tehdit eden şey doğa değil;
insanın kendi eli.

…

“Sapanca’nın Geleceğine Dair Sapancalıya Mesajın Nedir?”

Sapanca’nın geleceği,
burada yaşayanların omuz omuza duruşuyla yazılacak.
Doğayı, suyu, yeşili koruduğumuz sürece
çocuklarımıza gururla bırakacağımız bir şehir olacak.
Her bir Sapancalı bu emanete sahip çıkmalı.
Çünkü yaşadığımız yere değer verirsek
yarınlarımız da değerli olur.

Peki siz olsaydınız, yapay zekâya ne sorardınız?