Sapanca INFO

Sapanca’da Sonbahar; Turuncu Bir Veda Mektubu

Kışın ilk günleri gelirken, sonbahar usulca el sallayıp çekiliyor. Dallarda titreyen son yapraklar, beyaz bir sessizliğe hazırlanıyor; hisseden var mı? Sapanca dağları dertli dertli iç çekiyor; işiten var mı? Her bir yaprak usulca yere düşüyor; gören var mı? Yıllardır gölgesine sığındığımız, nefes aldıkça ruhumuza iyi gelen o sessiz dostlarımız, turuncu birer mektup yolluyor; okuyan var mı?



sapanca dağları;
sayısız hikâyenin en gerçek kahramanları,
her hikâye; her bir ömrün dört mevsimi,
ve sonbahar; gidenin bir daha dönmeyeceği ‘şimdilik’,
ve bir vedanın en turuncusu.

ağaç denizi derdi evliya çelebi,
yeşillik dolu, sık ormanlarla kaplı ve bol sulu.
marmara denizinin doğusunu kucaklayan sıra dağlar,
kaç anneye nefes, kaç babaya hayat oldu,
kaç kez emzirdi yavrusu olan gölü, göğsünden akan pınarlarla,
gözünü bir an bile üzerinden ayırmadan.



şair olduğumu sanmayın,
mevsimlerini bildiğim dağları, kendi sonbaharımda,
sonbahar fotoğrafı üzerine anlatmaya çalışan biriyim.
ben, sapanca dağlarında, bir sonbaharda
sadece kendini arayan biriyim.

gözüm değmesin diye bakmaya kıyamadığım dağlardan,
aşağı bakmak için hoyratça betonlaşanlara inat …
özlemini taze tutarak, hayata tutunan biriyim.

yaşanan sıra sıra acılar, bu sıra dağlarda sıradanlaşır,
bazen kartepe ’de, serin bir günde.
hışırtıyla dökülen kızıl yapraklar ile seyrederken mavi gölü,
bazen soğucak yaylasında, bulutlu bir günde,
rüzgârları yakalama yarışı yaparken.
bazen de henüz terbiye edilmemiş patikalarda,
doğanın sunduğu sürprizlerle.

sonbahar dediğimiz kızıl turuncu yapraklar,
bir veda mektubu sanki her biri, bir ağaçtan,
ağaçlar ormandan, ormanlar sapanca ‘dan.
sapanca ’ya bir daha gelir mi sonbahar,
sevdikleri ile buluşmadan.

sevmez sapanca dağları, yalnız ve yabancı olanı,
betonun grisini, toprağa düşmanı,
hazırlıksız olanı, düzensiz ve yoldan çıkanı,
uyumsuzu, geç kalanı ve sevmeyeni,
sevmesin sapanca dağları.

dinleyin, sevdası karşılıklı olanlar,
bu dağlar bizim, bu dağlar sizin.
okuyun, toprağa düşen turuncu mektupları,
işitin, doğanın yükselen sitemlerini,
silin, telefonunuzdaki resimleri,
gelince yaşayın sevgi ile,
gidince yaşatın vefa ile,
ya da,
belki de,
en güzeli alışmayın …

2 Yorum

Vedat 4 Aralık 2024 at 18:40

sonbahar dediğimiz kızıl turuncu yapraklar,
bir veda mektubu sanki her biri, bir ağaçtan,..
O yaprakların her biri mısra olmuş, yeniden doğmuş şiirde…Ruhumuzu dağlara çıkaran şair, teşekkürler…

Cevapla
Aziz soylu 6 Aralık 2024 at 16:49

O güzellikler yavaş yavaş kayboluyor her tarafımız taş olmaya başladı daglardaki o renk cümbüşü yok oluyor

Cevapla

Yorum Yap

İçimdeki BEN, Dışımdaki SEN ve SAPANCA ...