Birden fazla kişinin her şartta, eylemlerini ve duygularını birlikte yaşayabilmek için güzel bir örnekte olan Kurban Bayramımız mübarek olsun!
Sosyal medya hesabında ki paylaşımı ile ilk önce Sapanca’nın sonra Sakarya’nın ve daha sonra ülkemizin gündemine düşen, belki de pişman bile olmuş olan hemşerimizin paylaşımı artık sahibine ait olmaktan çıktı maalesef. Durum böyle olunca bizde sitemizin “Hane-i Hasbihal” bölümünde belki konuşabilmek belki de medeni halimize değer katabilmek için hissiyatımızı paylaşmak istedik.
Bir şekilde Sapanca ile rabıtası olan hemen hemen herkes Sapanca ilçesinin uzun tarihi geçmişini bilir. Bu tarihi sürecin verdiği farkındalık ile SAPANCALI kavramına anlam bulmayı araştırırken karşılaştığımız tanımların değerlendiremeyecek kadar absürt olduğuna kanaat edince bir metafor ile kendimiz tanım yapmak istedik;
“Sapancalı; kemençe ile oynayabilen kürt’e, karalahana saran çerkez’e, laz ile evlenen gürcü’ye, çerkez tavuğu yiyen roman’a denir.”
Bizans imparatorluğundan kalan mezar taşları, 1831 yılında yapılan nüfus sayımında 4274 gayrimüslim ve 5337 müslüman Sapancalı’nın sayılması, 1554 yılında yapılan Rüstem Paşa Camiisine kadar uzanan yıllar boyunca bu topraklarda sivil halkın İNSAN OLMA ortak paydası altında, huzur ve güven ortamında yaşamayı başarabilmiş olması, yaptığımız SAPANCALI tanımı için cesaret aldığımız kaynak oldu.
Kurban Bayramı da, birden fazla kişinin her şartta eylemlerini ve duygularını beraber yaşayabilmenin mümkün olabileceğini pratik olarak bizlere gösteren güzel bir örneklik değil mi?
Sevgi ve nefret elbette en ulvi insani değer ve motivasyonlarımız. Hor gördüğümüz dertlerimizden kurtulmak ancak bu sayesinde mümkün olabiliyor belki de. Ancak kesin inançlarımız ve önyargılarımızın egemen olduğu her durumda HAKİKAT sahipsiz kalıyor. Kendi aidiyetlerimizi birer put haline getirdiğimizde, geriye ötekinin putuna dalaşmak kalıyor.
Rivayet odur ki; eski Çin’de bir köyün yakınında bir dağ varmış. Dağın içinde bir ejderha yaşarmış. Köylüler ejderhanın şerrinden korktuklarından her yıl düzenli olarak ona hediyeler gönderirlermiş. Arada bir köyden bir yiğit delikanlı çıkar; ejderhayı yok edeceğini söyleyerek kılıcını alır gidermiş. Nice yiğitler gitmiş ama dönen olmamış.
Gel zaman git zaman bütün yiğitlerden daha yiğit, namı bütün bölgeyi almış başka bir delikanlı çıkmış köyden. O da ejderhayı yok ederek kurtulmanın niyetlisi imiş. Akrabaları, dostları onu bu işten vaz geçirmek için çok uğraşmışlar. Gidenlerin dönmediğini çok söylemişler; ama nafile.
Genç yiğit azığını ve kılıcını alıp yola çıkmış. Dağa varmış; kısa bir araştırmadan sonra ejderhanın inini bulmuş ve kılıcını çekerek içeri girmiş. Bir müddet inde ilerledikten sonra karşısına korkunç ejderha çıkıvermiş. Genç soğukkanlılığını kaybetmemiş. Kılıcını olanca gücüyle ejderhaya indirmeye başlamış; ejderhanın hamlelerini de ustalıkla savuşturmuş. Bu vuruşma kısa bir süre sonra ejderhanın ölümü ile sona ermiş. Mağara gencin zafer çığlığı ile yankılanmış.
Genç heyecan içinde ileri geçip mağarayı araştırmaya başlamış. Gözleri kamaştıran zengin bir hazine bulmuş; tabii etrafa saçılmış birçok kurbanın kemiğini de görmüş. Ancak bir şey dikkatini çekmiş. Bu kemiklerin arasında hiç insan kemiği yokmuş.
Genç buna bir anlam verememiş; öyle ya bunca yiğit bunca yıldır bu dağa ejderha ile karşılaşmaya gelir ama hiçbiri dönmezmiş; ama ortadaki kemikler ancak hayvanlara ait olabilecek kadar büyükmüş. İşte ne olduysa o anda olmuş.
Genç birden titremeye başlamış. Kılıcı tutan eline baktığında dehşet içinde kaba tüylerin derisini kapladığını, tırnaklarının uzayıp sivrildiğini, dar gelen elbiselerinin parçalandığını görmüş. Bağırmak istemiş; ama ağzından korkunç bir homurtu çıkmış.
Çünkü kendisi bir ejderhaya dönüşmüş.
KURTARICILIK putumuzdan kurtulabiliriz belki, konuşabilir isek. Konuşabiliriz belki, BİLİR isek. Biliriz belki biraz YAVAŞLASAK ve DÜŞÜNSEK. Belki de böylece bu paradokstan en az zararla çıkabiliriz. Peki BİLMEK güncel hayatımızda nasıl parodoks haline dönüşebiliyor?
“Bardak dolu” (Optimist )
“Bardak boş” (Pesimist )
”Bardak yok” (Nihilist)
“Bardak benim olmalı” (Emperyalist)
“Bardaktan seri üretime geçelim” (Kapitalist)
“Bu bardak ne yenir be” (Mazohist)
“Bardağı alın oradan kırarım yoksa” (Sadist)
“Bi bardak su versene” (Konformist)
“Bardağın güzelliğine bak, aynı ben” (Narsist)
“Bu bardağı da bulamayanlar var” (Hümanist)
“Bardağı bize vermezseniz onu bir daha göremezsiniz” (Anarşist)
“Bardağı yoldaşlarla birlikte kullanalım” (Komünist)
“Bardağı yıkarken kırmayalım” (Sosyalist)
“Yarısı dolu yarısı boş bardak ne demek? kırın gitsin” (Faşist)
“Bazen öyle bi bardak düşlüyorum ki” (Ütopist)
“Kadın bardağı aldı ve narin dudaklarına götürdü (Senarist)
“Bu bardak sadece benim” (Egoist)
“Bi kere ince belli bardak ne demek?” (Feminist)
“Bu bardaktan bir gün öyle çok olacak ki (İdealist)
“Bardak gibi görünüyor da test edelim bakalım bardak mı?” (Pozitivist)
“Bu bardağın asıl sahibi kimse fikrimi ona söylerim” (Despotist)
“Bardak yenmez ağızı kesilir, insan eti mi bu (Kanibalist)
“Bardağı metal tercih ederim, bu hemen kırılır” (Militarist)
“Bardakları asıl yüz yıl sonra gör bak nasıl olacak” (Fütürist)
“Bardağın çizgileri çok keskin” (Kübist)
“Bardak güzel de biraz büyük” (Minimalist)
“Bardak kesin bizim imalatımız, kimse böyle yapamaz (Şovenist)
“Bardağı odanıza yolluyorum efendim” (Resepsiyonist )
“Bardağın altında karşıt renkten bir örtü koyamadınız mı?” (Sitilist)
“Kolay bir obje; rahat çizilir” (Karikatürist)
“Bardağın orada duruyor olması asla bir tesadüf değil; döngü gereği” (Determinist)
“Bardağın şekli güzel; bir fotosunu çekeyim lazım olur” (Oportunist)
“Alelade bardak işte” (Sürrealist)
“Bardak camdır, cam da kum ve burada hayat gizli” (Panteist)
“Nası diyo siz, su istiyo ben (Turist)
“Bu bardak ne? Niye kristal değil (Assolist)
“Hemen atlamayın; bardak olmayabilir o (Sofist)
“Altı üstü yarısı dolu bi bardak amma uzattınız (Realist) (5)
Bir bardak suda fırtına koparmamak için ilahi terbiyeye duyduğumuz ihtiyaç gereği çapımız kadar hakkı, hakikati ve sabrı tavsiye etmeye çalıştık.
Vesselam.
Kaynak:
1) Sapanca INFO
2) Ada’da Pazar’a
3) Sapanca INFO
4) Ahmet ÖZCAN
5) Zeynep KARAASLAN
1 Yorum
Elinize kaleminize yüreğinize sağlık