Yeşilin ve mavinin kucaklaştığı, her mevsim farklı hikayeleriyle insanı büyüleyen Sapanca’da avcılık, kadim bir gelenek ve derin bir sevdadır. Bu geleneği yaşatan Sapanca Avcılık Atıcılık ve Balıkçılık Spor Kulübü, doğayla iç içe bir aile olarak, bu tutkuyu nesilden nesile aktarır ve doğayla kurulan bağları güçlendirir.
Yeşilin bin bir tonunun Samanlı dağlarında, mavinin de Sapanca gölünde dans ettiği bir cennet köşesidir, Sapanca…
Bu topraklar, sadece tatilcilerin ya da doğa sevdalılarının değil, aynı zamanda avcıların da gönlünü fetheder. Burada avcılık, yalnızca bir uğraş değil; köklü bir gelenek, derin bir tutku ve sevdanın izlerini taşıyan bir yaşam biçimidir.
Sapanca’da avcılık deyince aklınıza sadece tüfek ve hedef gelmesin. Burada avcılık, doğayla bütünleşmenin, sabırla beklemenin ve doğanın ruhunu hissedebilmenin bir yoludur. Yıllardır bu kadim geleneği yaşatan yerel aileler, yalnızca avlamazlar; doğayı anlar, onunla iç içe olur, her anını hissederek yaşarlar.
Çünkü Sapanca’da avcılık, sadece bir spor değil, doğanın ritmine ayak uydurmak, ona saygı duymak ve her anı, her canlıyı anlamaya çalışmaktır.
Sapanca Avcılık Atıcılık ve Balıkçılık Spor Kulübü, bu kadim geleneği yaşatan, doğayla iç içe bir ailedir. Kulüp, her yıl gençleri doğanın kalbine doğru bir yolculuğa çıkararak, avcılığın sırlarını öğretir. Ancak burada sadece teknik bilgi aktarılmaz; doğaya duyulan derin sevgi, sürdürülebilir avcılıkla ilgili bilincin oluşması ve çevreye saygı da en az avcılığın kendisi kadar önemlidir.
Kulübün kuruluş hikayesi 1945 yılına kadar uzanır. Öyle bir hevesle kurulmuş ki, içinde hem doğanın hem de insanın kokusu vardır.
Sapanca’nın Doğası: Kulübün Kalbi
Sapanca’nın gölü, dağları, ormanları… Sadece güzellik değil, hayat veriyor insana. Kuş cıvıltıları, esen rüzgârın göl üstündeki dansı, suyun sakinliği… Kulüp işte bu zenginliklerin tam ortasında bir köprü olmuş; doğayla insanı buluşturmuş. Ama “doğayı sömürmeden” diye de eklemek lazım! Çünkü burada avcılık demek, sadece spor değil; doğayı anlama, ona saygı gösterme meselesidir.
Eğitim ve Etkinlikler: Doğa Okulu
Sapanca’da çocuklar daha küçükken avcılığın ve balıkçılığın kitabını öğrenir. Ama öyle zannedildiği gibi her elde tüfek, her elde olta yoktur! Kulüp, doğaya zarar vermeden, hayvanı ve gölü koruyarak nasıl avlanılır, bunu öğretir. Her yıl düzenlenen turnuvalar, yarışmalar da cabası! Buraya gelen herkes, doğanın bir parçası olduğunu hatırlar; kendine gelir adeta.
Birlikte Daha Güçlü: Kulüp Ruhunun Sırrı
Bu kulüpte yalnız kalmak diye bir şey yoktur; herkes birbirine omuz verir. Göl kenarında oturup çayını yudumlarken “Şu turnuvada birinci oldum” diyen amcadan, “Bugün ilk kez balık tuttum” diye heyecanla koşan çocuğa kadar herkes aynı sofrada buluşur. Dostluk, dayanışma ve paylaşma… Burası bir kulüpten çok aile gibidir.
Sürdürülebilirlik: Doğanın Dostları
Sapanca’nın güzellikleri, doğayı bilmeyen ellerde mahvolmasın diye çalışır bu kulüp. Sadece avlanmak değil; gölü, ormanları korumak için projeler yapar. “Balığı yakalarsın ama yavrularını korumazsan, gelecek ne olacak?” diye sorar üyeler. İşte bu yüzden her şey kurallı, her şey bilinçli yapılır.
Hikâyelerle Dolu Bir Dünya
Kulüpte nice hikâye vardır. İlk kez tüfekle hedef vurup gözleri parlayan bir gencin heyecanı ya da “Bu gölde tutulan balıkların neslini korumazsak bizden sonrakiler ne yapar?” diye düşünen yaşlı bir ustanın nasihatleri… Hepsi doğanın birer yansıması gibidir.
Gelecek Nesillere Bir Miras
Kulüp, sadece bugünün değil, yarının da peşindedir. Çocuklara doğayı sevdirmek, gençlere sporu aşılamak… Doğaya duyarlı bir nesil yetiştirmek için uğraşır durur. Sapanca Avcılık Atıcılık ve Balıkçılık Spor Kulübü, sadece bir yer değil; bir nefes, bir umut, bir sevdadır.
Bu yazıyı okurken gönlünüzde bir doğa özlemi filizlendiyse, yolunuz bir gün Sapanca’ya düşerse, kulübün kapısını çalmaktan çekinmeyin. Kim bilir, belki o kapının ardında doğayla yeniden barışan bir siz bulursunuz.
1 Yorum
Mahellemizin abilerinin av dönüşü kemerlerine astıkları ve yere doğru sarkıttıkları çulluk,karabatak, ördekleri gördükçe hem acır hemde avcı olma hevesi ile kuş lastiği yapar bataklığa doğru ava giderdik.