Sapanca INFO

Mutlu Olmaktan Önemlisi; Mutlu Kalmak

MUTLU bir insan, hayatındaki her şey yolunda olduğu için mutlu değildir; daha çok hayatındaki olaylara karşı tutumunun doğru olmasından dolayı mutludur.



Yurdum insanının; etnik yapısı, milli heyecanları, siyasete ve siyasetçilere bakış açısı, adalet arayışı, düşünce özgürlüğü, bireysel veya kitlesel eylemlere yönelik tutumları, gelir dağılımı, mitolojik ve mistik inanışları, milli ve dini günlere yaklaşımları, etik ve ahlaki değerlere yönelik tutumları, kültürel inançları, para kazanma hırsı vs. gibi sebeplerden dolayı gün geçmiyor ki moralimizi bozacak, karamsarlığa düşürecek, geleceğe dair umutlarımızı azaltacak bir olay yaşanmasın hayatımızda.

Komplo teorilerinden istihbarat faaliyetlerine, siyasetten sosyolojiye, akademiden sokaktaki insana kadar herkes, her grup kendi bakış açısı ile elbette değerlendirme yapıyor, yapacak da.

Sapanca INFO olarak bizde Google’ın CEO’su Sundar Pichai’nin “Hamam Böceği”  teorisi ile konu bağlamında hasbihal etmek istedik.

İnsan merkezli ve çözüm odaklı bakma hususunda talibine bakış açısı sunan olayı Pichai yaşadıklarını şöyle anlatır:


Bir gün, sıradan bir restoranda oturuyor ve kahvemi yudumluyordum. Orada oturduğum esnada uçan bir hamam böceği aniden ortaya çıktı ve bir kadının üzerine kondu.

Kadın, böceğini görür görmez büyük bir panikle çığlık atarak zıplamaya başladı. Bir yandan panik içerisinde zıplarken bir yandan da elleriyle hamam böceğini üzerinden atmaya çabalıyordu. Doğal olarak onun bu halini gören arkadaş grubu da onunla birlikte paniğe kapıldı ve onlarda sağa sola sallanmaya başladılar.

Bu esnada kadın, hamam böceğinden kurtuldu ve böceği üzerinden savurdu. Fakat hamam böceği şimdi de gruptaki diğer kadınlardan birinin üzerine konmuştu! Şimdi de gruptaki diğer kadın için büyük bir panik ve hengâme başlamıştı. Ta ki garson ufukta gözükene dek. 

Hamam böceği diğer kadının da üstünden uçtu ve yardıma gelen garsonun üzerine zıpladı. Ancak garson diğerlerinden farklıydı. Sakince üzerindeki hamam böceğinin davranışlarını takip etmeye başladı.

Sonunda hiçbir heyecan emaresi göstermeden hamam böceğini parmaklarıyla tutarak restoranın kapısından dışarı atmayı başardı. 

Kahvemi içerken izlediğim bu garip olay aklımda tilkilerin dolaşmasına yol açtı ve başladım düşünmeye. Yaşanan tüm olayın ardından, acaba ufacık ve bilinçsiz bir canlı olan hamam böceği tüm bu çılgınlığın sorumlusu olarak gösterilebilir miydi?

Eğer bu doğruysa garson neden diğerleri gibi rahatsız olmamış, sakinliğini korumuştu?

Diğer herkes paniğe kapılıp olayı çözemezken, garson sakinliğini hiçbir şekilde bozmadan olaya sakince yaklaşmıştı. Hayır, problem hamam böceğinde değildi. Problem, insanların hamam böceğinden duydukları rahatsızlığı yönetmekteki başarısızlığındaydı. Problem insanlardaydı. O zaman bunun sadece bu ilginç ve basit olayla sınırlı olmadığını, hayatın her alanında benzer durumların yaşandığını fark ettim.

Babamın, patronumun ya da karımın davranışları değil, bu davranışlardan duyduğum rahatsızlıkları kontrol altında tutamıyor olmamın beni rahatsız ettiğini anladım. Trafik sıkışıklığından yaşanan rahatsızlık da aynıydı. Trafik sıkışıklığı aslında beni rahatsız etmek için tek başına yeterli değildi. Ben trafik sıkışıklığının yarattığı rahatsızlık hissiyle baş edemediğim için bu olay canımı sıkıyordu. Aynı trafikte sıkışmış olmalarına rağmen “mutsuz” olmayan insanları başka ne açıklayabilirdi ki?

Problemin kendisinden ziyade benim probleme olan yaklaşımım, problemin hayatımda yarattığı kaosun gerçek sebebiydi. Başımdan geçen bu hikâyeden anladım ki hayatta önüme çıkan olaylarda tepki vermeden önce durumu anlamaya çalışmalı, ardından tepki değil, anlamlı bir yanıt verebilmeliyim.

O gruptaki kadınlar sadece tepki gösterdi, garson ise anladı ve bir “yanıt” verdi.

Sonuç olarak diyebiliriz ki;
MUTLU bir insan, hayatındaki her şey yolunda olduğu için mutlu değildir; daha çok hayatındaki olaylara karşı tutumunun doğru olmasından dolayı mutludur.

Yorum Yap

Sapanca'dan Dünyaya, Dünyadan Sapanca'ya ...