Bir zamanlar medeniyetleri birbirine bağlayan İpek Yolu, Sapanca’dan geçerken yalnızca tüccarları değil, kültürü ve tarihî izleri de beraberinde taşıyordu. Bugün ise bu kadim yol, doğal güzelliklerin ve tarihî dokunun gölgesinde, modernleşmenin etkisiyle bambaşka bir kimliğe bürünmüş durumda. Eski kervan yollarının yerini oteller, villalar ve turistik işletmeler alırken, geçmişin izleri bir bir silindi. Yine de İpek Yolu’nun taşıdığı kültürel mirası hatırlamak ve yaşatmak hâlâ mümkün olabilir mi?
İpek Yolu… Adı bile kulağa bir destan gibi çalınıyor, değil mi? Bir zamanlar dünyanın en işlek ticaret yollarından biriydi. Ama bu yolda sadece ipek, baharat ya da mücevher taşınmazdı; dilden dile dolaşan hikâyeler, kültürlerin izleri ve medeniyetlerin ruhu da taşınırdı. İşte bu kadim yolun bir kolu da Geyve’den başlayıp Sapanca’ya kadar uzanır, bu bereketli topraklardan geçip giderdi.
Bugün Sapanca’nın sokaklarında yürürken, hiç düşündünüz mü; belki de adımlarınızı, bir zamanlar kervanların geçtiği o eski yolların üzerine atıyorsunuz. Belki tam da şu anda bastığınız taşın üzerinden, yüzyıllar önce yanında egzotik baharatlar taşıyan bir tüccar geçmişti. Kim bilir, belki bir yolcu göl kenarında oturup soluklanmış, suya dalıp gurbette bıraktığı sevdiklerini anımsamıştı.
Ama işte zaman acımasız… İpek Yolu’nun o görkemli ihtişamından geriye ne yazık ki çok az şey kaldı. Eski kervansarayların yerini lüks oteller aldı, hanların yerinde şimdi gösterişli villalar yükseliyor. Ticaret elbette devam ediyor, ama ruhu bambaşka… Artık altın değil beton satılıyor, keşiflerin yerini inşaat projeleri almış durumda.
Oysa bu topraklar, binlerce yıl boyunca nice kültüre ev sahipliği yapmış, farklı medeniyetleri birbirine bağlamıştı.
Kâtip Çelebi, Cihannüma adlı eserinde İpek Yolu’nun Sapanca’dan geçen kısmıyla ilgili olarak, “yolun burada yarım mil kadar su içinden geçtiğini ve sular kabardığında üzengiye kadar yükseldiğini” kaydetmiştir.
Aynı tarifi 19. yüzyılın ilk yarısında Charles Texier de yapmıştır. Bir doktora tezinde ise kesin olmamakla birlikte, İpek Yolu’nun Vecihi Orhon Kapusu’nun bulunduğu yerden geçtiği ya da belki de bu kapının İpek Yolu üzerine inşa edildiği rivayet edilmektedir.
Bir an hayal edin! Zamanın derinliklerine doğru bir yolculuğa çıkabildiğinizi ve geçmişin gizemlerini keşfedebileceğinizi… Yüzyıllar boyunca yaşanmış maceraların, aşkların, savaşların ve barışların izlerini. İpek Yolu boyunca yaşamış insanların anılarını ve hayallerini. Zamanın unuttuğu, toprakların altında gizlenmiş hazine gibi sırları barındıran kayıp şehirleri. Etrafımızda dolaşan geçmişin gizemli dünyasına açılan sayısız efsane ve miti. Yitirdiğimiz zamanın hatıralarını, geçmişin dokusunu ve akan zamanın izlerini.
Yaklaşık 8.000 kilometre uzunluğundaki İpek Yolu, MÖ 130’dan Osmanlı’nın yolu kapattığı 1453 yılına kadar dünyayı birbirine bağladı. Tüccarlar ticaret için bu yolları kullandı; ardından denize açılarak Keşif Çağı’nı başlattılar.
Bu bilgilerden hareketle yazımızı Konfüçyüs’ün şu aforizmasıyla bağlayalım:
“Ya Bir Yol Bul, Ya Bir Yol Aç, Ya da Yoldan Çekil”
Peki, biz hangi yolu seçiyoruz? Geçmişin izlerini unutmadan, geleceğe hangi mirası bırakacağız? Tarihin bize bıraktığı bu yolda, kültürümüzü, doğamızı ve ruhumuzu koruyarak mı ilerleyeceğiz, yoksa betonun soğuk gölgesinde mi kaybolacağız?
Sapanca, sadece bir geçiş noktası değil; doğasıyla, gölüyle, insanıyla bu kadim yolun yaşayan bir parçası. Onu korumak, geçmişimize ve geleceğimize sahip çıkmak demek.
Kaynak
Medeniyetler Güzergahı İpek Yolunun Yeniden Doğuşu
Sakarya Şehir Hafızası
İpek Yolu Hakkında Kısa Bir Değerlendirme
Osmanlı Mimari ve Mezar Taşı Kitabeleriyle Sakarya
Sakarya ve İlçelerinde Türk Dönemi Sivil Mimari Eserler
Tarihin iz Dokuduğu Güzergah: İpek Yolu
1 Yorum
Ankara b. b. Başkanı Mansur Yavaş Ankara dan başlayarak ipek Yolu üzerinden bir yürüyüş gerçekleştirdi. Sapanca da da bir mola vererek elite otel’de bir brifing gerçekleştirdiler. Katılma şansım olmadı, Amacınıda anlıyamadım. İpek Yolu’nun gündeme getirilerek tarihe ışık mı tutmak istediler? Hayırlı sı olsun. Sizin paylaşımınız da bir tesadüf mü yoksa bu organizasyona destek mi?