Sapanca INFO

Cengiz TOPEL

Ulusların var olma mücadelesi, bazen bireylerin büyük fedakarlıklarına, bazen de onların yok olmayı göze alabilmelerine bağlıdır. Türk ulusunun varlığı için canını feda ederek tarihe adını yazdıran, var olma uğruna yok olmayı göze alan ilk hava şehidimiz Cengiz Topel’in destansı öyküsü…



Sapanca – Kocaeli güzergahında yolculuk eden her yolcunun önünden geçtiği bir hava limanı vardır, Cengiz Topel Havalimanı. Kocaeli Kartepe sınırları içinde olan havalimanı İzmit’e 15 km., Sapanca’ya 18 km. mesafededir. İzmit´te Cengiz TOPEL´in adını alan “Cengiz Topel Deniz Hava Üs Komutanlığı” da bulunmaktadır. Türkiye’de adı birçok okul, mahalle, sokak ve caddeye verilerek yaşatılan Cengiz TOPEL kimdir?

Cengiz TOPEL, Trabzonlu Tekel tütün eksperi Hakkı Bey’in oğludur. Babasının görevli olduğu İzmit’te 2 Eylül 1934 tarihinde doğdu. Annesi Mebuse Hanım’dır. Ailede dört kardeşin üçüncüsüdür.

İlkokula Bandırma II. İlkokulunda başladı, babasının Gönen’e tayini ile Ömer Seyfettin İlkokulu’nda öğrenimine devam etti. 1943 yılında babasını kaybettikten bir süre sonra İstanbul Kadıköy’e yerleştiler. Kadıköy Yeldeğirmeni Okulu’nda ilk ve orta öğrenimini tamamladı. Lise öğrenimini, Haydarpaşa Lisesi’nde başlayıp Kuleli Askeri lisesi’ne devam ederek 1953 yılında bitirdi. 1955 yılında Kara Harp Okulunu bitirip asteğmen olarak ordu saflarına katıldı.

Küçük yaşlardan beri havacılığa  olan merakı sonucu hava sınıfına ayrıldı. Pilotaj eğitimi için Kanada’ya gönderildi. Kanada’daki eğitimini başarıyla tamamlayarak 1957 yılında yurda dönüp Merzifon Hava Üssü’nde göreve başladı. 1961 yılında Eskişehir I. Ana Jet Üssü’ne atandı. 1963 yılında yüzbaşılığa terfi etti.

Aynı yıl Kıbrıs’ta Rum tedhiş örgütü EOKA, Kıbrıs’ta Türklere karşı kıyım hareketlerine başlar. Tarih sayfalarında Kanlı Noel olarak hatırlanan bu olaylar sonucunda, Türk jetleri Kıbrıs üzerinde uyarı uçuşları yapar. Geçici bir suskunluktan sonra Rumlar AKRİTAS planını harekete geçirmek için saldırılarını sürdürür. Nitekim kapsamlı bir askerî hazırlıktan sonra, Rum ve Yunan askerlerinden oluşan 15.000 kişilik bir kuvvetle bu kez Türkiye için stratejik bir önemi olan Erenköy’e saldırırlar. Rumlar, Kıbrıslı Türkleri bütünüyle denize dökene kadar saldırılarını sürdürmeye kararlıdırlar. Rumlar, Ada sathından yüzlerce otobüsle Türklerin denize dökülüşünü seyretmek için gelirler. Rum gazetelerinden Mahi, “Küçük Asya yenilgisinin intikamı alınacaktır.” diye manşet dahi atar. Potansiyel bir katliam tehdidi altında olan Kıbrıslı Türkler, Erenköy’ü savunmaya geçerler. Erenköylüler, çevre köyler, mücahitler, hatta Türkiye ve İngiltere’de eğitim gören Kıbrıs Türk öğrencilerinden oluşan 700 kişilik bir güç Erenköy’ü kahramanca savunmaya çalışır. Zor şartlar altında Rumların çok ağır silah ve toplarına karşı 3 gün direnmeyi başaran Kıbrıs Türkleri gözünü Anadolu’dan gelecek olan yardıma çevirir. 

Yüzbaşı Cengiz TOPEL, 8 Ağustos 1964 yılında Rumlar’ı Türk Halkı’na karşı işledikleri insanlık dışı eylemlerden caydırmak için Eskişehir’den Kıbrıs’a, 4’lü Kol Komutanı olarak gönderilir. Uçuş esnasında uçağı yerden isabet alarak düşürüldü. Paraşütle atlamayı başardı, fakat Rumlar tarafından esir edilerek barbarca yapılan işkenceler sonucu şehit edildi. 

Uçaktan Atladıktan Sonra

Cengiz TOPEL’in uçağı yara almış ve kendisi paraşüt ile atlamak zorunda kalmıştır. Uçağının yara alması ile ilgili olarak iki varsayım öne sürülmektedir.

Birinci varsayıma göre Cengiz TOPEL hedef seçtiği hücumbota, ikinci dalışı sırasında emniyetli irtifanın altına inmiş veya bombayı bıraktıktan sonra bombasının gidişatını takip etmek suretiyle emniyetli irtifanın altına inmiştir. Bu durumda da attığı bombanın parça tesiri ile uçağının yara almasına neden olmuştur. Eğer Cengiz TOPEL, emniyetli irtifanın altına inmiş ise de bu hedef aldığı gemiyi kaçırmak istememe düşüncesinden kaynaklanmaktadır.

İkinci varsayımda ise; dalış, bombayı bırakış ve yükseliş anında hücumbotlardan veya karadan açılan uçaksavar ateşi ile vurulduğudur. Bu konuda yerden açılan uçaksavar ateşi ile vurulduğu varsayımı daha fazla kişi tarafından ifade edilmiştir . Ayrıca harekat boyunca görev alan pilotların belirttikleri gibi bölgede yoğun bir uçaksavar ateşinin bulunması ikinci varsayımı doğrular niteliktedir.

Cengiz TOPEL paraşütle atladıktan sonra;

Lefke, Gaziveren; Elye ve Çamlıköy Türk yerleşim birimleri arasında bulunan, Peristeronori Rum köyünün yakınından geçen bir asfalt yola inmiştir. Yere indiği zaman bir ayağının kırıldığı ve çene kemiğinin zedelendiği söyleniyor olmasına rağmen bunun doğruluk derecesini belirtir bir kanıt yoktur. Bu konuda Şevket YAVUZ “1974 yılından sonra Kıbrıs’a gittiğim zaman Cengiz’in olayına tanık olan mücahitler ile tanıştım. Bana Cengiz’in yere indikten sonra cebinden bir şeyler çıkarıp yaktığını söylediler. Bunlar muhtemelen, bir gün önce hazırlanan hedef bilgileri ve haritalardı yani Cengiz yere indiği zaman sağlam ve doğruyu ayırt edecek kadar kendinde idi.”

Cengiz TOPEL’in yere indikten sonra haritasından Lefke yönünü tespit ederek o yöne koşmaya başladığı ancak kısa bir süre sonra, arkasından bir ciple gelen üç Rum tarafından yakalandığı belirtilmektedir. Ayrıca mermisinin bitimine kadar kendisini koruduğu ve yanına hiç kimseyi yaklaştırmadığı söylenenler arasındadır.

Buraya kadar anlatılanlardan anlaşılacağı gibi, Cengiz TOPEL’in uçağının yara alışından şehit olmasına kadar geçen olayların tam bir kanıtı olmamakta, söylenenler genellikle varsayımlara ve tanıklara dayanmaktadır.

Cengiz TOPEL’in yakalandıktan sonra başına gelenler konusunda da bir çok varsayımlar ortaya atılmıştır.En fazla anlatılanlar şunlardır:

İlk varsayıma göre; Cengiz TOPEL’in Peristeronori Rum köyü yakınlarında yakalandıktan sonra Güzelyurt’a götürülür. Fakat tam şehrin girişinde, 500 kadar Rum askeri ve Grivas’ın (EOKA Lideri) adamları tarafından araba durdurulmak suretiyle aşağıya indirilir. Elleri kelepçeli olduğu halde, hemen oracıkta konuşturulmak istenilir. Cengiz TOPEL’in suskunluğu attıkları dipçik darbeleri ile çözemeyince, sinirlenirler ve arkadan üç el ateş ederek O’nu yaralarlar. Ancak Cengiz TOPEL’ den daha çok bilgi almak isteyen Rum liderlerinin olaya el atmaları ile LEFKOŞE Rum Hastanesine kaldırılarak ameliyat edilir.

İkinci bir varsayıma göre ise, Cengiz TOPEL, yakalandıktan sonra ilk olarak Güzelyurt Rum Hastanesi’ne götürülerek müşahede altına alınır. (Bu hastaneye daha sonra Cengiz TOPEL adı verilecektir.) Burada B.M. kontenjanına ait olan bir Amerikalı doktor Cengiz TOPEL’in başına gelecekleri tahmin ederek onu korumaya çalışır; ama Rum çapulcu sürüsü karşısında başarılı olması beklenemez. Daha sonra buradan alınarak Güzelyurt Rum Manastırına götürülür. (Bugün kışla olarak kullanılan manastırın işkence yapılan odası, bir müze haline getirilmiş ve yapılan işkenceler odanın duvarlarına yazılmıştır.) Burada kendisine bilgi vermesi ve radyodan TÜRKİYE aleyhinde konuşma yapması yolundaki istekleri reddeder. Her zaman Türklüğünün değerini bilen ve emsalsiz bir vatan sevgisine sahip olan bu genç Türkiye aleyhine konuşması yolundaki istekleri geri çevirirken bir an olsun düşünmemiştir. Sonuç ise dünyanın en adi ve en canice ikna etme metodu: İşkence.

Bir başka tez ise, Cengiz TOPEL’in işkence görerek öldüğü fakat ölümünden sonra da vücudunda tahribat yapıldığı yolundadır.

İster işkence görerek şehit edilmiş olsun ki bu durum gerçeğe en yakın olanıdır. İsterse şehadetinden sonra vücudunda tahribat yapılmış olsun, yapılanlar; insanlık ölçülerine sığmamaktadır. Bu ancak yüzyıllardır bastırılmış, her an her dakika körüklenerek alevlendirilmiş temelsiz bir kinin; savunmasız bir insan üzerine kusulmasıdır.

Bütün bunlardan sonra Cengiz TOPEL, Lefkoşe Rum hastanesine götürüldü. Rumların açıklamalarına göre 9 Ağustos günü ölmüştü. Bir başka kaynak ise Cengiz TOPEL’in 12 Ağustos günü öldüğünü belirtmektedir.

Cengiz TOPEL’in uçağının düşmesinden sonra TÜRKİYE hemen devreye girerek pilotunun geri verilmesini istedi. Eğer pilotu verilmezse intikam taarruzları yapılacaktı. Bu intikam taarruzlarına hedef olarak başta Makarios’un evi olmak üzere birçok askeri hedef seçilmişti. Ayrıca 9 Ağustos günü B.M.Barış Gücü Komutanı General Thimayya Türkiye’ye bir mesaj çekerek kendisinin, Türk pilotu ziyarete gideceğini, bir isteklerinin olup olmadığını soruyordu. Türk Genelkurmayından cevap olarak bir isteğimizin olmadığı, ama pilotumuzun sağlık durumu konusunda bilgi verilirse mutlu olacağımız bildiriyordu. General Thimayya, Cengiz TOPEL’i hastanede ziyaret ettimi bilmiyoruz; ama Rumlar Cengiz TOPEL’in öldüğünü radyo aracılığı ile aynı gün dünyaya duyurdular. Bu haber saat 23.00 civarında Türk Genelkurmayına ulaştı ve  bomba etkisi yaptı.

Cengiz TOPEL korunabilir miydi? 

Bu soruyu o zamanın şartları içinde ele almak gerekir. Harekat ani olarak planlandığı için hazırlanmış bir kurtarma operasyonu planı yoktu. TOPEL yere indiğinde Rum mevzilerinin tam üzerine düşmüştü. Mücahitler, Cengiz TOPEL’i kurtarmak için hemen harekete geçmelerine rağmen, Rumların yoğun ateşi nedeniyle mevzilerine dönmek zorunda kaldılar. Bu onu kurtarmak için yapılan ilk ve tek girişim idi. Bundan sonra götürüldüğü yerlerden, kaçırma girişiminde bulunulabilirdi; ama bu da gerçekleştirilemedi. Olayı yaşayan mücahitlere sorulan “O sizi kurtarmak için gelmişti, neden kurtarmadınız?” sorusuna, mücahitler: “Düşünemedik. Çok büyük gaflettir.” diye cevap vereceklerdi.

Kıbrıs’ta ilk Türk hava harp şehidi olan Cengiz TOPEL’in hastanede öldüğü açıklandı ancak ısrarlı girişimler sonucu 12 Ağustos 1964 tarihinde Rumlar’dan alınabildi. Kıbrıs, Adana, Ankara ve İstanbul’da yapılan törenlerden sonra 14 Ağustos 1964 tarihinde Edirnekapı’daki Sakızağacı Hava Şehitliği’nde toprağa verildi.

Tarih sayfalarında adı duyulmaya başladığı günden beri, vatan uğruna canını verip nam alan Türk Milleti, bugüne kadar verdiği şehitlerine birini daha eklemişti. Bu şehit, onun şanlı tarihini yaratan son şehit olmayacaktı. Aziz milleti O’nun vücudunu toprağa gömerken, hatırasını ve acısını kalbine gömdü.

Yüce ALLAH Rahmet eylesin, mekanı cennet olsun!

Kaynak
Mersin Silifke Cengiz TOPEL Ortaokulu
DergiPark
WikiPedia

Yorum Yap

İçimdeki BEN, Dışımdaki SEN ve SAPANCA ...