Samanlı dağlarından nazlı nazlı doğan güneşin ışığı bizi biz yaptı o köylerde. Doğanın tüm renkleri gibi uyum içinde yaşadık köylerimizde.
Ahmet Kutsi Tecer’in “Orada bir köy var, uzakta/O köy bizim köyümüzdür” dediği gibi bir zamanlar bizim de köylerimiz vardı. Akçay, Balkaya, Fevziye, Hacımercan, Güldibi, İkramiye, İlmiye, İstanbuldere, Kuruçeşme, Mahmudiye, Memnuniye, Muradiye, Nailiye, Şükriye, Uzunkum, Ünlüce, Yanık. Ama hepsi köy olmaktan çıkıp birer mahalleye dönüştü artık.
Samanlı dağlarından nazlı nazlı doğan güneşin ışığı bizi biz yaptı o köylerde.
Doğanın tüm renkleri gibi uyum içinde yaşadık köylerimizde; dışlamadan bilakis birbirimize sahip çıkarak.
Sonra köyde daha doğrusu mazide bir nostalji gibi bıraktık, ilk önce güneşin ışığını sonra doğanın renklerini!
Oysa bırakmak oldukça zordur, bırakmayı düşünmek daha da zordur.
Yıllardır yaşadığın, çalıştığın, oturduğun, kalktığın, ağladığın, güldüğün, dertlerini paylaştığın köyü bırakmak elbette çok ağır gelir insana.
Köyün yolu biraz yamaçtır biraz bozuktur belki ama yine de bırakıp gitmek zordur.
Gitmek istemez, çare arayıp sorunu çözmek ister insan.
Göçmek zorunda kalan çok az insan gerçekleştirmek zorunda kalır bırakmayı.
Göçtüğü umutsa eğer belki bir umutla bırakır,
Ya umut değil de imkansız bir hayalse? Günlerce düşünür, aylarca yeni baştan ölçer biçer her şeyi.
Bırakmak ilk önce adı ile başlar, sonra anlamı değişir basiretlerde.
Bırakmak sadece değiştirmek değildir ki; anılar, hatıralar, dereler, topraklar, rüzgârlar, hayvanlar en küçüğünden.
İçinde huzursuzluk barındıran, geceleri uyutmayan bir şeydir bırakmak.
Fiziki, hukuki, siyasi veya coğrafi değil, manevi bir değişimi barındırır, bırakmak.
Sonra, içinde büyüdükçe büyür, büyüdükçe boşluk oluşturur.
Bazen insan bırakır köyünü, bazen de köy bırakır insanı.
Bizim bıraktığımızı anlayınca köylerimiz, onlar da bizi bıraktı.
İnsanın en gamsız olanı bile bekler ki hayat, köylerin statüsü gibi değişmesin.
Her köy belki de bir değişmezliğin habercisi olduğu için sevilir kimilerince.
“Balkaya köyünde doğdum, Güldibi köyünde öleceğim” demenin bile deruni bir anlamı vardı, mahalleye kıyasla.
Yanınıza yaklaşıp köy ismi sorduğunda birisi, heyecanlanan kalbiniz gibi.
Sapanca’nın çınarlarının tohuma döndüğü köyler mahalle olmuş ama bunca zaman geçmesine rağmen ağızlarda hala köy olarak söylenegelir.
Festivaller bile köy isimlerine nispetle yapılır hala.
Resmi kararlar o duygusal bağları bırakmamız için yetmez çoğu zaman.
Ölüm gibi zorunlu bırakmalar da vardır, oldukça acı verir bırakılana.
Yaşlılarımız, hastalarımız, bazen de oldukça sağlıklı gözüken gençlerim bırakırlar bizleri.
Bıraktıktan sonra kalan ise koskoca boşluktur, mahalle değil şehir olsa doldurulamayan bir boşluk.
En üzücüsü ise yerinin doldurulması zor olan bırakmalardır.
Özleyecek, özledikçe boşlukları daha da derinleşecek, bırakmak istemediğimiz halde.
Hasta da olsa, yaşlı da olsa tüm bırakmalar zamansızdır aslında.
Keşke biraz daha zaman geçirseydik sevdiklerimizle, köyümüzde.
Bir köyün statüsünün değişimi gibi değildir, bırakmak.
Bırakır giderler ve her zaman o boşluk orada kalır, dolmaz, doldurulamaz.
Hüznün yanında büyük bir de kolaylık bırakır aslında bu ayrılık, UNUTMAK!
Sonra, hiç dolmayacakmış gibi gelen o boşluğu gündelik telaşlarımız doldurur, fütursuzca.
Bazen Sapanca Gölünden esen rüzgârla gelen kumlar bazen de Samanlı Dağlarını saran bulutların getirdiği yağmurlar doldurur boşluklarımızı.
Bazen kısa, bazen uzun zamanda dolar bu boşluklar ama muhakkak dolar, maalesef.
Daha az boşluk kalır hayatımızda zamanla…
Çocukların okulu, evin eksikleri, evlenen bir arkadaş, yeni bir iş bulan kardeş, hastaneye kaldırılan bir dost ya da sevinçle okulda yaşadığını anlatan bir evlat.
Biz kimlerin boşluklarını doldurduk, kimlerin unutmasına sebep olduk acaba.
Her bir unutma, umudun tohumu gibidir insan için.
Ve unutmak olmasa bırakıp gitmelerin çaresi, çaresi kalır.
Her şeyi Mİ unutmalıyız?
Eğer sizin kalbiniz hala umutların doğduğu bir köyde, hala ümit ve sevinçleri büyüten bir köy için atıyorsa o zaman derinlerde bir yerde ellerimiz mutlaka birleşecektir!