Sapanca INFO

Ben Bu Cihana Sığmazam

Bir TV kanalında Sapanca’da bir otelin katkılarıyla izleyiciyle buluşan, Oktay Kaynarca’nın başrolünde yer aldığı dizi, yalnızca aksiyonuyla değil, en çok yüreğe dokunan adıyla da dikkat çekti; “Ben Bu Cihana Sığmazam.”



Biz de dedik ki: işin içinde Sapanca varsa, biz de buradayız. 
Böylece, bu güçlü ifadenin izini sürmeye karar verdik,
O sözü söyleyenlerin değil, o söze sığamayanların hikâyesini yazdık.

Çünkü bazı hayatlar gerçekten bir cihana sığmaz… 
Ama bir satıra sığar belki. 
İşte o satır burada başlıyor.

Bu Sözün Sahibi Kim? Nesimî Kimdir? 

O sözün sahibi, 14. yüzyılda yaşamış bir hak âşığıdır: Seyyid Nesimî. 
Gerçek adı İmâdüddin… 
Ama tarih onu Nesimî diye bildi. 
Rüzgâr gibi geçti Anadolu’dan, Azerbaycan’dan, Şam’dan. 
Arapça, Farsça, Azerice yazdı

Onun için insan sır değildi, 
Sır, insanın ta kendisiydi. 
“Tanrı, insanda tecelli eder” dedi, 
Ve susturulmak istendi. 
Çünkü sözleri kılıçtan keskindi. 
Yaktı kalpleri, yıktı ezberleri. 
Ve bu yüzden acıyla susturuldu; 
Halep’te, kalabalığın ortasında, 
Derisi yüzülerek öldürüldü.

Onu susturduğunu sananlar, sesini toprağa değil
Zamana gömdü. 
Ve işte o ses, zamanla bugünlere geldi. 
Dizilere, sokaklara, afişlere değil sadece … 
Vicdanı olan her yüreğe dokundu.

Ötekileştirme: Sessiz Bir Yıkım

Nesimî’nin hikâyesi, bir insanın değil,
bir düşüncenin nasıl darağacına çekildiğinin hikâyesidir. 
Ötekileştirme, bazen bir bakışla başlar… 
Bir suskunlukla, bir sırt çevirişle,
bir “sen bizden değilsin” fısıltısıyla. 
büyür … büyür …
Sessiz bir yangın gibi yayılır,
hem bireyi hem toplumu yakar. 

O farklı düşündü, farklı inandı, farklı söyledi. 
Ve bu farklılık, onun susturulma gerekçesi oldu. 
Oysa söyledikleri, yalnızca bir çağrı idi: 
“İnsanı tanı… Kendini bul… Hakikati ara…”

Toplum, çoğu zaman farklı olana karşı korkar. 
Çünkü farklı olan, aynadaki yansımayı bozar. 
Ama unuturuz ki, her susturduğumuz ses, 
Bir hakikatin çığlığı olabilir. 
Ve her dışladığımız insan, 
Hakikatin kayıp bir parçası.

Bugüne Dair Ne Söylüyor Bize?

Ötekileştirme bugün de aramızda… 
Bir bakışta, bir kelimede, bir duruşta saklı. 
Bir dili garip bulan, bir inancı sorgulayan,
bir yaşamı küçümseyen herkesin içinde sessizce büyüyor.

Nesimî’nin hikâyesi bu yüzden geçmişin değil yalnızca; 
Bugünün de aynası, yarının da sorusu ve sorunu.
Çünkü farklı olanı dışlamak, hâlâ insanlığın en büyük yanılgısı.
Ama zaman, her zaman ötekileştirilenin izini saklar. 

Derisi yüzülen Nesimî unutulmadı; 
Sesi şiir oldu, nota oldu,
ekranlara yansıyan bir haykırışa dönüştü. 
Bugün Sami Yusuf’un bestelerinde, 
Oktay Kaynarca’nın dizisinde yankılanan o söz,
hâlâ aynı soruyu soruyor: 
“Ben bu cihana sığmazam, ya siz?”

Çünkü fikir ölmez, 
Yürekten doğan her kelime, cihana sığmaz. 
Ve bir gün mutlaka ses bulur, yankı olur, iz bırakır.

O yüzden mesele, bir fikri bastırmak değil; 
Onu anlamaya cesaret etmektir. 
Asıl sınav budur: 
Farklı olana kapı açmak mı, yoksa kapatmak mı?

Ve unutmayalım: 

Bir fikri anlamak, bir insanı kazanmaktır. 
Bir insanı kazanmak ise, insanlığı kaybetmemektir.

*****

Ben Bu Cihana Sığmazam Şiirinin Sözleri ve Anlamı

1.
Bende sığar iki cihân ben bu cihâna sığmazam
Cevher-i lâmekân benim kevn ü mekâna sığmazam

(İki cihan (dünya ve ahiret) benim içime sığar, ancak ben bu dünyaya sığmam. Mekansızlık cevheri bende, ben bu cihana sığmam.)

2.
Kevn ü mekândır âyetim zâta gider bidâyetim
Sen bu nişân ile beni bil ki nişâne sığmazam

(Bütün varlıklar ve mekan benim delilimdir. Başlangıcım varlık sahibi olan Zat’la başlar. Sen beni bu işaretle tanı, ama bil ki ben bu işarete de sığmam.)

3.
Kimse gümân ü zann ile olmadı Hakk ile biliş
Hakkı bilen bilir ki ben zann ü gümâna sığmazam

(Hiç kimse zanla, kuşkuyla Hakk’ı bilenlerden olmadı. Hakk’ı bilen bilir ki, ben zanna ve kuşkuya da sığmam.)

4.
Sûrete bak vü ma’nîyi sûret içinde tanı kim
Cism ile cân benim velî cism ile câna sığmazam

(Dış görünüşe bakıp bu dış görünüş içinde gerçek manayı, iç görünüşü tanı. Çünkü beden de, ruh da  benim. Ancak ben ruha da, bedene de sığmam.)

5.
Hem sadefim hem inciyim haşr ü sırât
Bunca kumâş ü raht ile ben bu dükâna sığmazam

(Hem inci kabuğu, hem de inciyim, yani hem dış hem iç. Mahşer meydanı ve Sırat. Bunca kumaş ve binek takımıyla ben bu dükkâna sığmam.)

6.
Genc-i nihân benim ben uş ayn-ı ayân benim ben uş
Gevher-i kân benim ben uş bahr ile kâna sığmazam

(İşte gizli hazine benim. Görünenin aynısı işte benim. Bu hazine kaynağının incisi de işte benim. Ancak ben ne denize, ne de kaynağa sığmam.)

7.
Arş ile ferş ü kâf ü nûn bende bulundu cümle çün
Kes sözünü uzatma kim şerh u beyâna sığmazam

(Yeryüzü ile gökyüzü ve “kâf” ile “nun” gibi bütün herşey bende bulunduğu için, ey bana akıl vermeye kalkışan kişi sesini kes. Çünkü ben, sözlere ve açıklamalara sığmam.)

8.
Gerçi muhît-i a’zâmım adım âdem durur âdemim
Dâr ile kün fekân benim ben mu mekâna sığmazam

(Gerçi her tarafı kaplayan ulu varlık benim, adım insan olduğu için, insanım. Mâlik olan da, “ol” denilince olan da benim, ben bu mekana da sığmam.)

9.
Cân ile hem cihân benim dehr ile hem zamân benim
Gör bu latifeyi ki ben dehr ü zamâna sığmazam

(Ruhla aynı cihanı paylaşan, âlemle aynı zamanı yaşayan benim. Ancak şu hoşluğa bak ki, ben ne bu âleme, ne de bu zamana sığarım.)

10.
Encüm ile felek benim vahy ile melek benim
Çek dilini vü epsem ol ben bu lisâna sığmazam

(Yıldızlarla felek benim. Vahiy de, melek de benim. Dilini tut ve konuşma, çünkü ben bu dile de sığmam.)

11.
Zerre benim güneş benim çâr ile penc ü şeş benim
Sûreti gör beyân ile çünkü beyâna sığmazam

(En küçük varlık da, güneş de benim. Dört (dört unsur: toprak, su, rüzgâr, ateş), beş (beş duyu) ile altı (altı yön: sağ, sol, ön, arka, üst, alt) da benim. Sözle anlatılan  görünüşü gör, ancak ben anlatılana da sığmam.)

12.
Zât ileyim sıfât ile Kadr ileyim Berât ile
Gül-şekerim nebât ile piste-dehâna sığmazam

(Sıfatımdan dolayı Zât ile birlikteyim, Berat’ım, imtiyazım nedeniyle Kadr içindeyim, itibardayım. Şeker kamışı sayesinde gül tatlısıyım. Kapalı ağızlara sığmam.)

13.
Şehd ile hem şeker hem şems benim kamer benim
Rûh-ı revân bağışlarım rûh-ı revâna sığmazam

13. (Bal ile şeker benim Güneş benim, Ay benim. Herkese akıcı bir ruh bağışlarım, ancak kendim bu akıcı ruha sığmam.)

14.
Tîr benim kemân benim pîr benim civân benim
Devlet-i câvidan benim îne vü âna sığmazam

(Ok benim, yay benim, yaşlı benim, genç benim, sonsuz devlet benim, mekana ve zamana sığmam.)

15.
Yer ü gökü düzen benim geri dönüp bozan benim
Cümle yazı yazan benim ben bu dîvâna sığmazam

(Yerle göğü düzenleyen benim, sonra dönüp bozan benim bütün yazıları yazan benim, ben bu divâna sığmam.)

16.
Nâra yanan şecer benim çarha çıkar hacer benim
Gör bu odun zebânesin ben bu zebâne sığmazam

(Ateşten yanan ağaç  benim, göğe çıkan taş benim. Bu ateşin alevini gör. Ben bu lügate sığmam.)

17.
Gerçi bugün Nesîmîyim Hâşîmîyim Kureyşîyim
Bundan uludur âyetim âyet ü şâna sığmazam

(Gerçi bugün Nesimîyim, Hâşîmîyim Kureyşîyim ama menzilim bundan büyüktür, ben menzile ve şâna sığmam.)

Kaynak
İslam Ansiklopedisi
Şiir Parkı
TurkEdibiyati.Org
Onedio.Com
Sami Yusuf

Yorum Yap

İçimdeki BEN, Dışımdaki SEN ve SAPANCA ...