Sapanca INFO

Sapanca’nın Kapı Komşusu; “Arifiye”

Sapanca’nın adeta kapı komşusu olan Arifiye, Sakarya ili’ne bağlı bir ilçe olup, tarihî İpek Yolu’nun geçiş güzergâhında ve Sapanca gölü kıyısında geniş bir düzlükte yer alır. 



Arifiye, Geç Roma ve Bizans dönemlerinde Bitinya adıyla anılan bölgenin içinde kalmaktaydı. Hiçbir zaman büyük yerleşimlere sahne olmamıştır. Sapanca Gölünün baharda kabarması ve Sakarya Nehrinin sıkça yatak değiştirmesi kalıcı bir yerleşime imkân tanımamıştır. Kalıcı yerleşim ancak Geç Roma dönemiyle Bizans dönemlerinde olmuştur. Bizans İmparatorluğunun sınırları içinde kalan ve tarihi İpek Yolunun üzerinde bulunan Arifiye, Bizans’ın başkenti İstanbul’u almak isteyen birçok ulusun gelip geçtiği güzergâh durumundaydı.

Bölge 7. ve 9. Yüzyılda Arapların ve Perslerin saldırılarına, 944 yılında da Rusların saldırılarına uğramıştır. Bizans kendini doğudan gelecek saldırılardan korumak için bölgede ordu kurmuştur. Bitinya denilen bölgemiz Avrupa’dan gelen orduların toplanma bölgesiydi. Ordunun ahırları burada bulunur ve atlar bölgedeki otlaklarda bakılırdı. Bizans ordusu sefere çıkacağı zaman toplanan kuvvetler, Bitinya bölgesinde buluşurdu. 1071 yılında Anadolu’ya ayak basan Türkler 1074 yılında Bitinya’ya ulaşmıştır. Bu tarihlerde içinde bulunduğumuz bölge sıkça el değiştirmiştir. Anadolu Selçuklu devletini kuran Süleyman Şah’ın yerine geçen Ebu’l Kasım 1081’de İzmit’e kadar uzanan Bitinya bölgesini ele geçirmiştir. Bizans İmparatoru Alexios ülkesinin doğu sınırlarını korumak ve Türkleri bölgeden uzaklaştırmak için 1095 yılında Sapanca Gölünün doğusunda bir kale yaptırmıştır. Adliye Köyü sınırlarında halen kalıntıları mevcuttur. 1097 yılında bölgemiz Haçlı seferlerine güzergâh olmuştur. 13. yy. ortalarındaki Moğol istilasında Türk boyları Bizans sınırlarına doğru sürülmüştür. 1260 yılında Türkler Sakarya Nehrinin doğusunu ele geçirmiştir.



Osmanlı Dönemi

Bol ve verimli arazilere sahip bölgemiz 1326 yılında Orhan Gazi tarafından Türk hâkimiyeti altına alınmıştır. Osmanlı Devleti’nin özellikle İstanbul’un Fethi’nden sonra, tüm Anadolu ve Balkanlarda istikrarın sağlaması ve müreffeh bir toplum yaratmasıyla başlayan süreçten Adapazarı ve çevresi de nasibini aldı. Osmanlının çöküş dönemlerine kadar Sakarya bölgesine sulh ve sükûn egemen oldu. Ancak çöküş dönemlerindeki olumsuzluklar Sakarya’yı da olumsuz etkilemiş, özellikle 2. Mahmut dönemindeki Ayanlık sistemi bölgeye de zarar vermiştir.

Öte yandan bu dönemlerde Adapazarı bölgesine, çok önemli miktarda mülteci akını olmuştur. Bu akınları doğuran olaylar, 1853 Kırım Savaşı, 1850-60 arası Şeyh Şamil olayı ve 1877-78 Osmanlı-Rus (93 Harbi) Savaşı’dır. Ayrıca gerek Balkan savaşları, gerekse II. Meşrutiyetin ilanından sonra Bosna-Hersek’in Avusturya’ya geçmesiyle çok sayıda göçmen bölgemize yerleştirilmiştir. Bu göçler, bugünkü Sakarya’nın zengin kültürel varlığının oluşmasına da zemin hazırlamıştır.

Bölge aynı zamanda bitki örtüsü bakımından da oldukça zengindir. Bu nedenle İstanbul başta olmak üzere Osmanlı Devletinin kereste ihtiyacının bir kısmı buradan karşılanmıştır. Arapça menşeli bir kelime olan Ârif, lügatte hikmetle bilen manasındadır. Yer adı olarak Ârifiye şekline dönüşmüş ve bu da Ârif ’in yeri demektir. Rivayetlere göre yaklaşık 200 yıl önce Arif adında zengin ve yardımsever biri bu bölgeye yerleşerek çiftlik kurmuş, sonrasında burası Arifiye olarak anılmaya başlanmıştır.

İstanbul-Bağdat Demiryolu hattı kapsamında, 1890 yılında İzmit-Adapazarı arası tamamlanan projede, istasyonun Arifiye’ye konumlandırılmasıyla burası kavşak noktası haline gelmiş ve hızla gelişmeye başlamıştır.

Kısa süre sonra burada kapkaç, soygun, dolandırıcılık ve hırsızlık gibi olaylar yaşanmaya başlayınca güvenlik sorunu ortaya çıkmış ve 1917 yılında istasyon şefi görevden alınarak yerine polis memuru tayin edilmiştir. Olaylar istasyon ve kaza yetkililerinin sınırlarını aşınca mesele Mütâreke Komisyonu’na havale edilmiştir. 

Arifiye bölgesi oldukça ormanlık bir alana sahip olduğu için burada daima odun kesmekle görevli memurlar bulundurulmuştur. 1918 Yılında İstanbul’da yangın çıkmış ve keresteye ihtiyaç olması durumunda Arifiye civarından kesilerek istasyondan vagonlara yüklenerek tedarik edilebileceği belirtilmiştir. Yine aynı yıl içinde Arifiye istasyonunda aşırı yoğunluk olduğu için İstanbul-Anadolu tren seferlerinde halka kolaylık olması için posta trenlerine de yolcu alınması kararlaştırılmıştır. 1920’de Arifiye-Sapanca arasında trenin geçeceği köprü aşırı yağışlar nedeniyle yıkılmış ve tren İzmit’ten öteye geçememiştir.

1919 Yılında Arifiye İngiliz birlikleri tarafından işgal edilmiş, Arifiye İhtiyat Zâbiti Osman Nuri Efendi esir alınmış ve rovelverine bir İngiliz neferince el konulmuştur. Bu olay üzerine İngiliz merciler uyarılarak böyle bir hatanın tekrarlanmaması istenmiştir. Anadolu’yu işgal eden Birinci Cihan Harbinin gâlipleri olan İtilaf Devletleri, 23 Mart 1920 tarihinde Arifiye Haydar Paşa dışında kalan tüm demiryolu hatlarından çekilmiştir. 5 Mayıs 1920 tarihinde ise Bolu düşmandan geri alındıktan sonra askeri birlikler Arifiye istikametine doğru sevk edilmeye başlanmış, bu tarihten kısa süre sonra da Arifiye İstasyonu düşmanın elinden geri alınmıştır. 26 Mart 1921 tarihinde Arifiye bu kez Yunan ordusu tarafından işgal edilecektir.

Cumhuriyet Dönemi

1923 yılında Lozan Antlaşması’na ek protokol uyarınca Nüfus Mübadeleleri ve Cumhuriyet döneminde çıkarılan İskân Kanunları sonucu Kafkaslardan gelen Müslüman Gürcü, Abaza ve Çerkezlerin yanı sıra Balkanlardan Müslüman Arnavut, Boşnak ve ayrıca Bulgaristan, Romanya ve Kırım’dan gelen soydaşlarımızın yerleşimi ile Bakanlar Kurulunun 14.07.1955 tarih ve 55/211/218 sayılı kararı ile 1580 Sayılı Belediye Kanununun 7’nci maddesine göre 1956 yılında belediye teşkilatı kurulmuş, 1956 – 2002 yılına kadar Belde Belediyesi, 2002 – 2008 yılına kadar da Sakarya Büyükşehir Belediyesine bağlı alt kademe Belediye olarak kalmıştır. 22.03.2008 gün ve 26824 Sayılı Resmî Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 5747 Sayılı Büyükşehir Belediyesi Sınırları İçerisinde İlçe Kurulması ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun gereğince Arifiye İlçesi kurulmuştur.

1940 yılında Arifiye’de bir Köy Enstitüsü kurulmuş. Okul maddi olarak sıkıntılı süreçler geçirmesine rağmen ayakta kalmış ve ilerleyen yıllarda Arifiye Öğretmen Okulu’na dönüştürülerek pek çok öğretmen yetiştirmiştir.

Kaynak
Osmanlı Mimârî ve  Mezar Taşı Kitâbeleriyle Sakarya (1639-1946)
Arifiye Belediyesi İnternet Sayfası

Yorum Yap

İçimdeki BEN, Dışımdaki SEN ve SAPANCA ...