Sapanca INFO

Cır Cır Böcekleri: Sapanca’nın Yaz Sanatçıları

Sapanca’da yaz gelince festivaller başlar, sahnelere sanatçılar çıkar, binlerce insan konser alanlarına akar. Ama asıl konser, Sapanca’nın her mahallesinde, her bahçesinde, her ağacında verilir. Üstelik ücretsizdir ve dinlemeyi bilenlere hayatın en güzel mesajlarını fısıldar: Cır cır böcekleri… Onlar, 17 yıl boyunca hayatın notasını toprağın içinde sessizlikle, sabırla öğrenirler ve vakti zamanı gelince, bu eşsiz konseri Sapanca’dan esirgemezler. Onları dinlemeye hazır mısınız?



Dinleyin, dikkatle dinleyin…
Sapanca’nın gerçek konserini kaçırmayın.

Sapanca’da Yaz Akşamı

Her köşede bir festival, her festivalde bir konser vardır.
Ama bilin ki, bu şehrin gerçek sahnesi ne göl kıyısında kurulur, ne de Kırkpınar festival alanında.
Asıl konseri, karanlığın kalbinden seslenen cır cır böcekleri verir.

Ne menajerleri vardır ne sahne arkası ekibi.
Afiş bastırmazlar, bilet satmazlar.
Prova? Hiç gerek yok.
Ama her akşam dolup taşan bir dinleyiciye şarkı söylerler.

Bir balkona çıkarsınız;
ince belli bardakta dumanı tüten çayınızı yudumlarken,
rüzgâr yaprakları konuşturur, göl dalgaları usulca kıyıya dokunur.

Ve birden perde açılır:
‘Cırrr… cırrr… cırrr…’
İşte konser başlamıştır!

Hiç bitmeyen şarkılarıyla geceyi doldururlar.
Sapanca’nın her köşesinde aynı konseri dinlersiniz;
Bedava, limitsiz ve sınırsız…
Tekrar, tekrar…

Gençlerin kahkahasına karışır,
sevdanın sessizliğine fon olur,
yaşlıların sohbetine usulca eşlik eder.

Ve en güzeli, hangi mahalleye giderseniz gidin aynı orkestrayı bulursunuz.
Bu böceklerin tek derdi vardır: sabaha kadar şarkı söylemek.

“Olmak” bazen 17 yıl sürer

Biliyor musunuz, aslında bu sesin ardında koca bir hayat hikâyesi gizli.
Cır cır böcekleri –ya da bizim bildiğimiz adıyla ağustos böcekleri–
ömürlerinin büyük kısmını toprağın altında geçirir.

Tam 17 yıl boyunca tek bir ses etmeden, karanlığın içinde sabırla beklerler.
Sonra bir yaz başında toprağı deler, gün yüzüne çıkarlar.
Ağaç gövdelerine tırmanır, eski kabuklarını geride bırakır, kanatlarını açarlar.

İşte o andan sonra başlar bildiğimiz şarkı.
Ama biliniz ki, yeryüzündeki ömürleri yalnızca bir ay sürer.
O bir ay boyunca tek yaptıkları şey, şarkı söylemek, aşkı aramak ve hayatı çoğaltmaktır.

Ve işte bu yüzden, her cır cır sesi yalnızca bir şarkı değil,
hayatın kendisini kutlayan, sabırla ve tutkuyla söylenmiş bir türkü olur.

Şarkının Anlamı

O sıcak yaz akşamlarında duyduğumuz ‘cır cır’ sesleri…
İşte o ses, aslında bir aşk çağrısıdır.
Erkek böcek ‘buradayım’ der,
dişi böcek ‘duyuyorum’ diye karşılık verir.

Ve bu küçük diyalog, Sapanca’nın yaz gecelerinin en güçlü ve canlı fon müziğine dönüşür.

Bir yanlış var bu işin içinde …

Karınca çalıştı, böcek şarkı söyledi.
Biz hep çalışana hayran olduk, şarkı söyleyeni tembel sandık.
Anlatana mı inandık anlatılana mı bilinmez ama
Cır cır böceklerinin tembelliği yoktur;
Çünkü, kışa hazırlanmaları gerekmez,
Çünkü, zaten kışı göremezler.

Onların bize anlattığı şey çok daha başka:
Hayat sabır ister, aşk cesaret…
Ve zaman varken yaşamak gerekir.

Sapanca’dan İnsanlığa Bir Hatırlatma

Cır cır böcekleri, Sapanca’nın yazlarını unutulmaz yapan gizli kahramanlardır.
Göl kıyısında akşam yürüyüşlerinde,
kahvaltı bahçelerinde çay içerken
ya da gece pencereden bakarken hep oradadırlar.

Ama onların sesi sadece Sapanca’ya değil,
dinlemesini bilen herkese mesaj taşır:

Sabırla beklemek gerekir;
çünkü hiçbir kış sonsuza kadar sürmez.

Umutla yaşamak gerekir;
çünkü her bekleyişin sonunda bir yaz vardır.

Sevgiyle çoğalmak gerekir;
çünkü hayat kısa ama sevgi uzun ömürlüdür.

Cesur olmak gerekir;
çünkü şarkını söylemezsen, kimse senin varlığını duyamaz.

Kısacası, sevmeyi sevmek gerek!
Ve her yaz akşamı, Sapanca bunu bize hatırlatır.

1 Yorum

Vedat Sevgigör 1 Eylül 2025 at 19:17

Şarkını söylemezsen kimse varlığını duymaz.. muhteşem bir tespit.

Cevapla

Yorum Yap

İçimdeki BEN, Dışımdaki SEN ve SAPANCA ...