Serkan ADIYAMAN

Bazı insanlar sadece yaşamaz, iz bırakır, ilham olur. Serkan ADIYAMAN ‘da öyle biri! O, bir öğretmen, bir şair, bir gönül insanı. Samimiyet ve duygu, onun yanında hiç eksik olmaz. “Gönül Büyüsü” adlı şiir kitabı da bu derinliğin bir yansıması. Gelin, bu değerli insanın hikâyesine birlikte göz atalım.

---

---

Göç, bir çiçeğin köklerinden koparılması gibiydi; alıştığı toprakları ardında bırakıp yabancı bir diyarda yeniden tutunmaya çalışmak… Yüzyılların yükü omuzlarda, vatan hasreti yüreklerde, sevdanın özlemi gözlerde… Uzak diyarlara savrulan hayatlar, yabancı rüzgârların esintisinde kaybolan hayaller… Korku ve umudun iç içe geçtiği bir yolculuk. Dağları, nehirleri, vadileri aşarken geride bırakılan anılar ve bilinmezliğe doğru atılan adımlar… Kırık kanatlarla yeni bir gökyüzünde uçmaya çalışan bir kuş misali; hem hüzün hem de yeni bir başlangıç…

Süleyman ADIYAMAN, nam-ı diğer Sülübey, göçün ağır yükünü yüreğinde taşıyanlardan biriydi. Batum’un hasretini cebine koyup, ailesini Sapanca Ovası’ndaki Ünlüce Köyü’ne getirdi. Burada umutlarını yeşerttiler, alın terleriyle toprağı bereketlendirdiler. Torunu Sabahattin, öğretmen oldu; Sapanca’nın bağrına bilgi tohumları serpti, sevgisini öğrencilerine sundu. Kosova’dan gelen Sabiha Hanımla yollarını birleştirdi, geçmişten gelen iki hikâyeyi aynı çatı altında buluşturdu. Atalarının ayak izleri belki Balkanlar’ın ve Kafkaslar’ın yollarında silindi ama onların mirası, Sapanca’nın ruhunda yaşamaya devam etti.

16 Şubat 1978’de, hikâyenin bir başka sayfası daha yazılmaya başlandı. Sabahattin ve Sabiha çiftinin iki kızlarının ardından, bir oğulları dünyaya geldi. Onlar, güçlü, onurlu ve saygın bir insan olmasını dileyerek adını Serkan koydular. Serkan’ın çocukluğu, Sapanca’nın huzurlu sokaklarında geçti. Gölün serin rüzgârı eşliğinde büyüdü, dertlerini rüzgâra bıraktı, dualarını Allah’a teslim etti. Sapanca, onun için yalnızca bir doğum yeri değil, ruhunun kök saldığı, kalbinin huzur bulduğu bir vatan oldu.

Serkan’ın eğitim hayatı Yüzevler 22 Haziran İlkokulu’nda başladı. Ortaokulu Sapanca Ortaokulu’nda, liseyi de Sapanca Lisesi’nde tamamladı. Ardından Uludağ Üniversitesi Eğitim Fakültesi’ne adım attı.

1999’da mezun oldu ve Bitlis’e atandı. Genç bir öğretmendi ama cesurdu, kararlıydı. Ne zorluklardan kaçtı ne de yılgınlığa düştü. Atalarının izinden giderek, “İnsan bizim, toprak bizim” diyerek yola çıktı. Üç yıl boyunca Bitlis Hizan Yenicik Köyünde, Sürücüler Köyü ilkokulunda ve 75. Yıl İMKB Abidin İnan Gaydalı Yatılı Bölge Okulunda Öğretmenlik yaptı.

Serkan’ın yolu, yıllar sonra bir kez daha memleketine düştü; sanki zamanın ötesinden bir çağrı gibiydi. Doğduğu topraklarda yerini almak, özlemlerini gidermek, çocukluk hayallerinin peşinden gitmek için bir fırsattı.

2003 yılında, Güldibi Sinan Göksun İlköğretim Okulu’na öğretmen olarak atandı ve burada 2003-2005 yılları arasında görev yaptı. Ardından Müdür Yardımcılığı sınavını kazanarak, Sapanca İlköğretim Okulu’na Müdür Yardımcısı olarak atandı. 2005-2010 yılları arasında bu görevini sürdürdü. 2009’da, Müdürlük sınavını da başarıyla geçerek Sapanca Alaçam İlköğretim Okulu’na müdür olarak atandı. 2014 yılında okulların dönüşüm süreciyle birlikte Alaçam Ortaokulu’ndan başarılı bir şekilde Yönetici Değerlendirme Süreci’ni geçerek Sinan Göksun İlkokuluna öğretmen ve müdür olarak görevlendirildi. 2014 yılının Eylül ayından 2023 yılı Temmuz ayına kadar Sinan Göksun İlkokulu’nda okul müdürü olarak görev yaptı.

Serkan Hoca, görev yaptığı okullarda yalnızca eğitimle sınırlı kalmayıp, vizyoner bir yaklaşım sergileyerek okul hayatını zenginleştirdi. Okullarını modern ve donanımlı hale getirmek için hayırseverlerin güvenini kazanıp onların desteğini sağladı. Sinema, sanat, siyaset, bürokrat ve iş dünyasının ünlülerinden  pek çok tanınmış kişiyi öğrencileriyle  buluşturdu. Düzenlediği etkinliklerle, öğrencilerine hayatı ve değerleri öğretmeye yönelik birçok projeye imza attı.

Serkan Hoca’nın belki de en büyük başarısı, kurduğu bando takımıyla Sapanca’daki Romen öğrencilerin eğitim hayatına aktif katılımını sağlamasıydı. Bu projeyle, çocukların sadece müzikle değil, hayata katılımlarıyla da fark yaratmalarına yardımcı oldu. Hem Sapanca’daki çocukların, hem de halkın gönlünde taht kurdu. Milli Eğitim Bakanlığı’nın da takdirini kazanan Serkan Hoca, gerçek anlamda bir efsane haline geldi.

Serkan Adıyaman, yalnızca bir öğretmen değil, aynı zamanda “Sana şiir yazsam ne olur, sen zaten ilahi bir şiirsin” dizeleri ile tanımladığı Sapanca’da yetişen bir gönül adamıdır.

Eğitime olan tutkusunun yanı sıra, kalbinin derinliklerinden gelen bir şiirsel ruh taşır. Bitlis’te bir öğretmenin şehit edilmesi üzerine yazdığı şiirle başlayan bu yolculuk, onun ne denli duyarlı ve derin bir kalbe sahip olduğunu “Gönül Büyüsü” adlı şiir kitabı ile bir kez daha kanıtladı.

Şu anda Gazipaşa İlkokulu’nda müdürlük görevini sürdüren Serkan Adıyaman, eşi ve iki çocuğuyla birlikte hayatını eğitime, insanlara ve hayallere adayan bir öğretmen olarak yoluna devam ediyor.

Kitap Hakkında

“Müjde: Şiir Borcumu Ödüyorum”

Bazen bir şairin tek bir cümlesi, başka bir insanın kaderini çizer… Serkan Adıyaman, henüz öğrencilik yıllarında hocasından dinlediği o hikâyeyle yüreğine düşen kıvılcımı büyüttü. Sanki “İnsanı yaşat ki devlet yaşasın” dercesine, İlhan Berk’in belki de fark etmeden dokunduğu Adıyaman, yıllar sonra kalemiyle bu dokunuşun karşılığını veriyor.

“Gönül Büyüsü”, aşkın, özlemin, gerçeğin ve hayalin en saf haliyle işlenmiş bir şiir yolculuğu… Mevlana’nın samimiyeti, hayatın içinden geçen duygular ve vefa, bu dizelerde yeniden can buluyor.

Her satır, sevginin ve değerin izinde yazılmış bir teşekkür, bir vefa… İlhamını hayattan, Rabbinden ve sevdiklerinden alan bu eser, yüreğe dokunan bir hatıra gibi süzülüyor sayfalara.

“Gönül Büyüsü”, hissetmeden yazamayanların, yürekten gelen sözleri arayanların kitabı…