Sapanca INFO

Merhamet Yorgununun Yorgun Mermisi

Merhamet yorgununun, yorgun mermisinin yaptığı tahribat, “yorgunluk” kisvesi ardında hafifletici ve umursanmaz olarak kabul edilebilir mi?



Bahçesinde fidan yetiştirirken, spor sahasında arkadaşlarıyla basketbol oynarken, evlerinin bahçesinde otururken, eşi ile birlikte aracında ilerlerken, dinlenme tesisinde ailesi ile birlikte verdikleri mola sırasında yorgun mermi tarafından mağdur olanlar. Gün geçmiyor ki maganda kurşunu veya yorgun merminin neden olduğu trajik bir olay yaşanmasın.

Mermi yorgun falan değil tabii, fiyakalı olsun diye öyle deniyor. “Abi ben çok dolandım, artık gidip birine saplanayım” durumu yok yani.

Yorgun mermi, namludan çıktıktan bir süre sonra ivmesini kaybedip düşüşe geçen, bir başka deyişle serbest düşme hareketi yapan mermi çekirdeklerini anlatmak üzere kullanılan bir polisiye kavram.

Lisedeki fizik derslerimizden hatırımızda kaldığı üzere hareket yasaları, havaya fırlatılan merminin ateşlendiği andaki hızı ile tekrar yere düştüğü andaki hızının aynı olacağını söyler.

Bu nedenle havaya doğru ateşlenen silahtan çıkan merminin hemen yanındaki bir insanın kafasına sıkılmasından pratik olarak hiçbir farkı yoktur.

Bir hedefe yollanmış merminin düştüğü yerde yaptığı tahribat, bir “yorgunluk” kisvesi altında hafifletici ve umursanmaz olarak kabul edilebilir mi?

Bizdeki maganda kurşunu sorunu hem nicelik olarak yüksek, hem de nevi şahsına münhasır. Maganda kurşunu mağduriyetleri genellikle düğünler, maç ve özel gün kutlamaları veya genel bir vesile bulunmaksızın kişisel keyif ya da ‘kafa bozukluğu’ ile bilhassa ruhsatsız silahlardan ateşlenen mermilerle gerçekleşiyor. 

Meskûn mahalde havaya sıkan magandalar, merminin boşluğa, uzaya gitmediğini de biliyorlardır elbette. Ama her nedense yine de yoldan geçmekte olan, hatta evinde oturan günahsız çocukları, kadınları, insanları yaralayabileceğini hatta öldürebileceğini düşünmüyorlar, umursamıyorlar.

Hayat o kadar hızlandı ki, ruhumuz art arda karşılaştığı olumsuz olayları sindirmek için ihtiyaç duyduğu zamanı bulamıyor. Buna Merhamet Yorgunluğu deniyor. Bir süre sonra acı veren şeylere bakmayıp başımızı çeviriyoruz. Sadece kendi çıkarları için yaşayan insanlara dönüşüyoruz. Dünyanın hep istemek değil, biraz da vermek üzere kurulu olduğunu unutuyoruz.

Kısa çöpün uzun çöpten hakkını alacağı günü ezanlarımız hatırlatmıyor, “benim başıma gelse” diye empati yapmıyoruz, adli ve idari tedbirler de engel olamıyor magandalara!

Merhamet duygumuz yorgun mu düştü?

Maganda kurşunu Ülkemiz için bir ‘mikro’ milli güvenlik sorununa dönüşmüş durumda. Çözümü için güvenlik tedbirlerinin yanı sıra toplumsal ve hukuksal dönüşüm şart gözüküyor.

Amerikan Ateşli Silahlardan Korunma Merkezi Ajansı’nın yaptığı eski bir araştırmada (2006 yılı) dünyada ‘maganda kurşununa’ en çok kurban veren ülkelerin başında Türkiye ilk sırada geliyor, Sakarya ili de maganda kurşunu mağduriyetlerinin sıkça görüldüğü illerin başında.

Prof. Dr. Timur Demirbaş; somut bir olayda olası kast ile bilinçli taksiri birbirinden ayırt ederken şu iki sorunun sorulması gerektiğini de belirtiyor:

“İlk olarak, failin öngördüğü bu neticenin gerçekleşmesini istemediği mi, yoksa kayıtsız mı kaldığı. İkinci olarak ise failin öngördüğü neticenin gerçekleşmemesi için gayret edip etmediğidir. Dolayısıyla eğer fail, öngördüğü neticenin gerçekleşmesini istememiş ve bunun için çaba da göstermişse bilinçli taksir; buna karşılık fail öngördüğü neticeyi ne istiyor ne de istemiyor, buna kayıtsız da kalarak neticenin gerçekleşmemesi için hiçbir şey de yapmıyorsa, yani ‘olursa olsun’  diyerek hareket ediyorsa olası kast söz konusu olacaktır. Bu nedenle, maganda kurşunu veya yorgun mermi şeklinde gerçekleşen olaylar, olası kast kapsamına girmektedir. Fail veya faillerin TCK madde 81’de düzenlenen kasten insan öldürme hükümlerine göre cezalandırılması gerekir. Olası kast halinde, failin maksat dışında hangi netice ya da neticeleri kabullendiğinin açıkça belirlenebildiği durumlarda, teşebbüs hükümleri de uygulanabilecektir…”

Egolarımızı sessize alamıyorsak, dünyanın kendi etrafımızda dönmediğini anlayamıyorsak, tevazü devrimi yapamıyorsak, çıkarı için yaşayan insanlara dönüşüyorsak; failler, olası kastla kasten insan öldürme suçundan yargılansın.

Kaynak
Sapanca Gazetesi
Umut Vakfı
Kemal SAYAR
Engin ARDIÇ
Ferhat ÜNLÜ
Çağrı KÜPELİ

1 Yorum

Vedat SEVGİGÖR 13 Temmuz 2024 at 22:20

”Hayat o kadar hızlandı ki, ruhumuz art arda karşılaştığı olumsuz olayları sindirmek için ihtiyaç duyduğu zamanı bulamıyor. Buna Merhamet Yorgunluğu deniyor. Bir süre sonra acı veren şeylere bakmayıp başımızı çeviriyoruz. Sadece kendi çıkarları için yaşayan insanlara dönüşüyoruz. Dünyanın hep istemek değil, biraz da vermek üzere kurulu olduğunu unutuyoruz.” SON CÜMLEDE HAYATIN ANLAMI SAKLI. Hayat verdikçe güzelleşir.

Cevapla

Yorum Yap

İçimdeki BEN, Dışımdaki SEN ve SAPANCA ...