Sapanca INFO

Ucuz Duygular, Basit Kurbanlar ve Kanaralaşmak

Ucuz duyguların basit kurbanları olmadan da adalet, merhamet, dayanışma, edep ve sevgi gibi temel insani değerlerimizi el üstünde tutabiliriz.



Dünyada siyasi, sosyal, ekonomik, kültürel alanlarda yaşanan hızlı değişimlere karşı kendi benliğini, kimlik ve kültürünü koruyamayan toplumlarda değişim ve dönüşüm hızlı başlıyor. Kaybolan değerler, horlanan, tacize, tecavüze ve şiddete uğrayan çocuklar, kadınlar, hayvanlar… Bu kadar sapkınlıklar, yerlerde sürünen ahlaki değerler, insan vicdanına sığmayan olaylarla sarsılıyoruz. Sahi biz toplum olarak nereye gidiyoruz, biz kimiz?

Modern hayat, olağanüstü teknolojik ilerlemelere ve temin ettiği konfora rağmen bir türlü fert ve toplumun yaşama zevkini, huzurunu ve geleceğe güvenle bakabileceği sağlam karakteri temin edemiyor. Milyonlarca insanın içerisinde dostluk ve dayanışma duygularından mahrum yaşamaya mecbur kalan kişilerin, ailelerin sayısı arttıkça artıyor. Haz veren her şeyin tartışmasız bir biçimde doğru-iyi-güzel olacağı, bireysel ve siyasi çıkarların önüne hiçbir ilke ve değerin geçemeyeceği inancı adeta saplantıya dönüşmüş durumda.

Fıtrattan uzaklaşmak, insan olarak yetilerimizi kullanamamanın yarattığı güçsüzlük ve beklentilerimizin gerçekleşmemesinin meydana getirdiği umutsuzluk, bizleri erk sahiplerinin bereketli sömürü tarlasına dönüştürür.

Haziran 2022 ayında Kaçakçılık olaylarında 1.134 operasyon, 1.843 adli işlem, 45 tutuklama. Terör olaylarında 1.077 operasyon, 1.737 gözaltı, 205 tutuklama. Narkotik olaylarında 15.931 operasyon, 20.751 şüpheli, 2.157 tutuklama. Boşanan çiftlerin sayısı 2020 yılında 136.57 iken 2021 yılında 174.085 oldu. 2011-2021 yılları arasında ortalama 3.200 kadın cinayeti işlendi. 2021 de 187.963 adet trafik kazası yaşandı, 5.362 vefat, 274.615 yaralı ve maalesef %87,1 i sürücü kusuru. 272.000 tutuklu. vs. vs. vs.

Rivayet odur ki; köyün birinde Hasan Ağa adında bilge biri yaşarmış. Yaşlandığı için de koyunları gütme görevini oğullarına devretmiş ve “Herhangi bir güçlükle karşılaştığınızda kendiniz çözmeye çalışın, çare bulamazsanız bana gelin” diye de tembihatta bulunmuş.

Hasan Ağanın oğulları günün birinde sürüden koyunların eksildiğini fark etmişler. Ne yaptılarsa sebebini ve çaresini bulamamışlar, durumu babalarına anlatmaya ve yardım istemeye karar vermişler.

Hasan ağa oğullarını dinlemiş, düşünmüş ve demiş ki; “Çoban köpekleriniz Kanaralaşmış, şimdi gidin hepsini telef edin, başka bir köyden küçük enikler alın, işinizi görmesi için onları büyütün”

Çocuklar babalarının dediklerini yapmışlar. Ancak bir zaman sonra yine sürüden koyun eksilmeye başlamış. Tekrar babalarına gelerek durumu anlatmışlar. Hasan Ağa çocuklarına “size çoban köpeklerin hepsini telef edin ve yeni enikler alın büyütün demiştim. O zaman dediğimi yapmış mıydınız?” diye sormuş. Küçük oğlu başını önüne eğerek “babacığım küçük bir enik gözüme bakmıştı, gelip ayaklarımı yalamıştı, kuyruğunu da sallamıştı. Ben de bu küçük enikten ne olacak dedim ve telef edemedim” demiş.

Hasan Ağa bunun üzerine; “Bu enik başkalarından kanaralaşmayı görmüş ve öğrenmiş, yeni getirdiğiniz eniklere de öğretmiş ve onları da kanaralaştırmış.” demiş.

“Kanaralaşmak” kavramı; fıtrat bozulması, işlevinin tersini görmek, görevinin tam tersine hareket etmek, tabiatın bozulması ve fıtratına uygun davranmamak anlamında kullanılan Orta Anadolu halk deyimidir. Koyun sürüsünü kurttan, çakaldan koruma fıtratında olan çoban köpeğinin sürüdeki koyunları yemeye başlaması durumudur. Kavram başlangıçta köpekler için kullanılmış olmasına rağmen, daha sonraları insanlar için de kullanılır olmuştur. Bu alışılmadık durumun fark edilmesi hem zor hem de uzun sürer, anlaşıldığında ise birçok fıtrat kaybedilmiş olur.

Fıtrat (insan doğası), insanın hem içten ayartılmalarına hem de dıştan yönlendirmelere karşı direnç noktasıdır, yaşam ayarlarının bozulup bozulmadığını kendisine göre denetleyeceği temel varlık kodudur, bütün yaratılmışların içine doğduğu fiziksel çevrenin etkisine maruz kalmadan doğuştan getirdiği nötr durumdur.

Toplum halinde yaşadığımız şu dünyada, çevremize zarar vermeden, doğayla uyumlu bir şekilde, güzel yönelimlerimizi ortaya çıkararak yaşamaya çalışmak ve iletişimde olduğumuz insanların ve Allah’ın rızasını kazanmaya çalışmak kuşkusuz insan olarak fıtratımıza en uygun şekilde yaşamak olacaktır.

Böylece ucuz duyguların basit kurbanları olmadan, sadra şifa olmamayı neredeyse ilke edinmiş yeni kavramlar, semboller ve yöntemlerin yerine; adalet, merhamet, dayanışma, edep, sevgi, sadakat gibi en temel fıtratımıza dönebilir, ahlaki değerlerimizi her daim el üstünde tutabilir, varlık aleminde telef olmadan ebedi ahiret yurduna gidebiliriz belki de.

Kaynak:
TRT
DergiPark
Kenan ALPAY
İktibas Çizgisi
Emniyet Genel Müdürlüğü
Bayrak Yayıncılık
Marmara İlahiyat adlı internet Sitesi

Yorum Yap

İçimdeki BEN, Dışımdaki SEN ve SAPANCA ...