Muradiye Mahallesi
1885 yılında Artvin-Borçka göçüyle yerleşenlerin yaşadığı mahalledir. Sakarya il merkezine 20 km, Sapanca ilçesine 3 km uzaklıktadır.
Fevziye Mahallesi
Mahallenin eski adı Sukuğça’dır ve Karaçukur anlamına gelir. Sakarya il merkezine 22 km, Sapanca ilçesine 5 km uzaklıktadır.
Nailiye Mahallesi
Eski ismi Xeba dır. Sakarya il merkezine 20 km, Sapanca ilçesine 3 km uzaklıktadır.
Hacımercan (Lazca : Msicina) Mahallesi
Sakarya il merkezine 22, Sapanca ilçesine 5 km uzaklıktadır.
İkramiye (Lazca:Orç) Mahallesi
Sakarya il merkezine 30 km, Sapanca ilçesine 13 km uzaklıktadır.
İlmiye Mahallesi
Sakarya il merkezine 20, Sapanca ilçesine 3 km uzaklıktadır.
İstanbuldere Mahallesi
Sakarya il merkezine 23 km, Sapanca ilçesine 6 km uzaklıktadır.
Gazipaşa Mahallesi
Göl Mahallesi
Güldibi Mahallesi
Kırkpınar Mahallesi (Hasan Paşa, Soğuksu, Tepebaşı)
Kuzey Kafkasya Çerkeslerinin, Ubıh boyu, Çizemua Ailesi’ne mensup Çizemua Musavest Bey ve mâiyetindeki haneler tarafından, 1864 yılında bugünkü Yanıkköy (Hunca Hable) ve Maşukiye (Öçbe Hable) ile beraber kurulmuş olan bir mahalledir. Mahallenin ilk zamanlardaki adı, Çizemua Hable’dir. 1864 yılında Kafkasya’daki direniş sona erdi. Sultan Abdülaziz, Çerkezlerin Türkiye’ye göç etmesi konusunda Rusya devleti ile anlaşma sağladı ve sırayla, ayrı ayrı gruplar halinde göç konusunu görüşmek üzere Çerkez gruplarının saygın ve yetkili kişilerini İstanbul’a davet etti. Çizemua Musavest Bey, 13 kişilik bir grup ile saraydaki görüşmeye iştirak etti. Bu görüşmelerde, Kafkasya’dan gelecek ailelere, makul miktarda arazi verileceği, kimsenin zor durumda kalmayacağı bildirildi. Bu gruba, arabalar, jandarmalar, memurlar temin edilerek ve bütçe ayrılarak, yola çıkıp, İzmit’ten sonra olmak şartıyla, yer beğenmeleri bildirildi. Musavest bey, bugün Kırkpınar’ın bulunduğu yere gelindiğinde, dağları ve önündeki gölü gördüğünde, burayı Soçi’ye benzeterek yerleşmek için seçti. Çünkü bu bölge Soçi’yi andıran yeşilliğe ve güzel bir iklime sahipti. Bunun üzerine kendilerine, “Kafkasya’ya gidince, toplumu bu konuda bilgilendirin” denildi. Tekrar saraya dönünce, yemek sonrası uyumak üzere istirahata çekildiler. Ertesi sabah, bilinmeyen kişiler tarafından, yemeklerine zehir konması sonucu, öldükleri anlaşılıyor. Sultan Abdülaziz Han’ın bu duruma çok üzüldüğü, özel bir görevli göndererek, Musavest Bey’in okuma çağındaki çocuklarının Ahmet Reşit Bey (Besim bey’in babası), Osman Bey (Hasan Bey’in babası) ve Hacı Hüseyin Bey (Hikmet Bey’in babası) saraya getirilmesini istediği biliniyor. Musavest Bey’in çocukları, Enderun’da eğitim görmek üzere saraya getirildi ve daha sonrasında önemli görevlerde yer aldılar. Ahmet Reşit Bey, reji nazırlığı (günümüzdeki tekel bakanlığı) yaptı. Hacı Hüseyin Bey’in oğlu Yüzbaşı Kâzım, Sadrazam Mahmud Şevket paşa’ya suikast tertipledi ve idâm edildi. Hacı Hüseyin Bey’in torunu Neslihan Hanım, Necip fazıl Kısakürek’in eşidir. Mahallenin ilk adı, Çizemua Köyü anlamına gelen Çizemua Hhable’dir Fakat mahalle nüfusu arttıkça herkesin anlayabileceği bir ada gereksinim duyulur. Bunun üzerine dönemin Adapazarı kaymakamı, mahalledeki pınarların çok oluşu, mahallede dünyaya gelen ilk kız çocuğunun Şadiye adında oluşu ve Türklerce uğurlu bulunan 40 sayısını birleştirerek “Kırkpınar Şâdiye” adını yaratmıştır. Cumhuriyet kurulduktan sonra ise Şadiye ismi kaldırılıp, mahallenin adı “Kırkpınar” olmuştur.
Kurtköy Dibektaş (Lazca: Çxala) Mahallesi
Kurtköy Fatih Mahallesi
Kurtköy Yavuz Selim Mahallesi
Kuruçeşme Mahallesi
Sakarya il merkezine 19 km, Sapanca ilçesine 2 km uzaklıktadır.
Mahmudiye Mahallesi
1864’te Soçi yöresinden, Osmanlı Padişahı Sultan Abdülaziz Han’ın fermanı ile Anadolu’ya göç eden, Ubıh boyuna mensup Shapli İmam Ahmet Bey “Muhtar Ahmet” ve beraberinde gelen 10 hane tarafından kurulmuştur. Yörenin bol ağaçlık ve su kaynakları bakımından zengin oluşu, anavatan Soçi yöresini andırması, yamacın yöreye hakim olması stratejik önem arz ettiğinden ve aşağı havzanın o dönemler nispeten bataklık olması nedeniyle, ilk yerleşimleri buraya sevketmiştir. Yerleşim, Sultan Abdülaziz Han Müşir Damat Ser Yaver’i Shapli Çerkes Mehmet Paşa’nın katkıları ile mümkün olmuştur. Osmanlı Adliye Nazırı Hasan Fehmi Paşa, bir seyahati esnasında yöreden geçerken, yöre halkının camii talebi üzerine 1885 yılında Hasan Fehmi Paşa adıyla anılan camiyi yaptırmış, Cami arsası da köy kurucusu ve ilk muhtarı Shapli Muhtar Ahmet tarafından vakfedilmiştir. Sakarya il merkezine 21 km, Sapanca ilçesine 4 km uzaklıktadır. (1)
En eski uygarlıkların kurucuları olan Hititler ile akraba oldukları sanılan Gürcüler, binlerce yıllık tarihleri süresince iki yüzyıl Selçuklular ile komşuluk etmişlerdir. Osmanlı-Rus savaşı sonrası günümüzden yüz yirmi yıl önce Kafkasya’dan göç edenlerin bir bölümü Batumi’den yola çıkıp Sapanca’nın Mahmudiye köyünü kurmuşlardır. Buraya yerleşenler doğal olarak daha öne yaşadıkları Batumi’nin dağlık ve ormanlık bölgesine benzer bir tabiat yapısı aramış, titizlikle seçerek karar vermişlerdir. Bu sebeple köyün doğal yapısı çok zengin ve cömert olup yerleşimi bir dağ değindedir
Dağların haşmetli, panaromik görünümü insanları yaylaya ve alabalıklara davet eder gibidir. Evlerin, içinde kaybolduğu geniş meyve bahçeleri, bağlar, tarlalar ve zümrüt halı gibi orman kenarı meraları köy ve çevresinin görkemli akan suların oluşturduğu vadiler ve derin boğazlardaki çağlayanların yolundan geçer. Bütün bu anlatılanlara yeşillik kavramını eklemeye bile gerek yoktur. Çünkü her yer yeşildir ve böylesine zengin bir doğası olan köyün yeşil renk ancak kışın birkaç haftalığına terk eder. Mayıs ayında erik ve kiraz ile başlayan meyve mevsimi, fındık, armut, elma, vişne, kestane, ceviz, vs. derken muşmula ile kışa kadar sürer. Bütün yaprakların döküldüğü tarlalarda bile kışın turuncu rengi ile ağaçlan süsleyen KÂBE hurmaları meyve mevsimini kışın ötesine ulaştırır.
Mahmudiye’yi kurulmadan önce tarihi dönemlerde Bitinya yarımadası olarak bilinen bugünkü Kocaeli yarımadasında yaşamış olan Romalıların ve daha sonraki Bizanslıların bu verimli toprakları keşfedip köyde önemli yerleşim merkezleri kurduktan, toprak altından çıkan çanak, çömlek, suyolu çömlek boruları ve mermer mezar kalıntılarından anlaşılmaktadır. Daha sonraki Selçuklu ve Osmanlı dönemlerine ait herhangi bir kalıntı yoktur. Bu durum Kafkasya’dan göç edenlerin bu cennet diyar uzun süre sonra yeniden keşfettiklerini gösterir gibidir.
Köyün halkı geleneklerine saygılı olduğu kadar eğitime de önem vererek, başlangıcından bu yana bilinçli davranmışlardır. Bunun en güzel kanıtı camidir. Köyün kurulduğunda İstanbul’da nazırlık yapmakta olan Hasan Fehmi Paşa (1836— 1910) kendi akrabalarının da yerleştiği bu köye mimari eser sayılacak güzellikte bir cami ve yanına da bir ilkokul yaptırmıştır. Cami ve okulda hem dini eğitim hem batı tarzı eğitiminin birlikte yürütülebilmesi için aynı mekânda eşsiz bir mimari güzelliğin tezahürü olan iki ayrı eserde maddi ve manevi eğitimin birlikte verilmesi gayesi ile Doğançay Yeniköy’den bir Kafkas göçmeni olan Mehmet Bahattin Hoca getirilmiştir.
Kaynak:
1) Wikipedia
2) Gazi Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü Geleneksel Türk El Sanatları Eğitim Bölümünden Neslihan KILIÇ’ın hazırladığı “Sakarya İli Sapanca İlçesi Mahmudiye Köyü Hasan Fehmi Paşa Camii Kalem İşi Süslemeleri” adlı Yüksek Lisans Bitirme Tezi
Memnuniye Mahallesi
93 Harbinden sonra mahalleye kayda değer bir Laz nüfus gelmiştir.
Muradiye Mahallesi
1885 yılında Artvin Borçka göçüyle yerleşenlerin yaşadığı bir mahalledir. Sakarya il merkezine 20 km, Sapanca ilçesine 3 km uzaklıktadır.
Rüstempaşa Mahallesi
Şükriye Mahallesi
93 Harbinden sonra mahalleye kayda değer bir Laz nüfus gelmiştir. Sakarya il merkezine 20 km, Sapanca ilçesine 5 km uzaklıktadır.
Uzunkum Mahallesi
Sakarya il merkezine 20 km, Sapanca ilçesine 3 km uzaklıktadır.
Ünlüce Mahallesi
Eski ismi Şöhretiye’dir. Sakarya il merkezine 19 km, Sapanca ilçesine 2 km uzaklıktadır.
Yanık Mahallesi
Diğer ismi Hunca Hable’dir. 1895’li yıllarda büyük bir yangının çıkmasıyla ve çok sayıda yerin yanması nedeniyle bu köye “yanık” denilmiştir. Sakarya il merkezine 24, Sapanca ilçesine 7 km uzaklıktadır.
Yenimahalle Mahallesi