Sapanca’da Ramazan huzur, rahmet, insanlıktır. Gönlümüzden dökülen hisli duaların adı, merhametle sevginin afla mağfiretin kavuşmasıdır.
Ramazan hangi mevsimde gelirse gelsin kendine has bir iklimi vardır, geldiğini hissedersiniz. Ne yakıcıdır sıcaktan ne de kavurucudur soğuktan. Ramazan çocukluğumuzdur bizim, anamızın dizi dibine yattığımızda ki huzurdur. Bir tesbih tanesinin her bir tanesi gibi her biri insan ömrüne seneler katan bereket pınarıdır Ramazan. Oluk oluk huzur, oluk oluk rahmet, oluk oluk insanlıktır. Samimiyetle akan gözyaşlarının gönlümüzden dökülen en hisli duaların adıdır Ramazan. Merhametle sevginin afla mağfiretin kavuşmasıdır Ramazan. Sırrı isminde saklı bin bir kilitli hazinedir, açmasını bilirsen eğer.
Kur’an-ı Kerîm’de adı geçen ve değerine vurgu yapılan yegâne ay Ramazan ayıdır. Orucun farz kılındığını bildiren ayetlerin hemen ardından bu mübarek ayın insanlara doğru yolu gösteren ve hakkı bâtıldan ayıran Kur’an’ın indirildiği ay olduğu belirtilir ve bu aya ulaşanların oruç tutması emredilir.
Sapanca kültüründe de Ramazan ayı ile ilgili gelenekler oldukça fazladır ve geçmişten bugüne kadar uygulanmaya da devam etmiştir. Bu geleneklerin bir kısmı en büyük aile fertlerinin hatırlayacağı kadar da eskidir.
Sapanca’da geçmiş biriktirmiş herkes Ramazan ayına ait bu gelenekleri yakinen bilir ve o hatıraları derin bir nefes çekerek biraz da tebessümle hatırlar.
Çok şey değişmiş olsa da değişmeyen tek şey bu mübarek ayının getirdiği huzurdur.
Günler Öncesinden Başlayan Hazırlıklar
Ramazan ayı yaklaştıkça heyecanımız da artardı. Nasıl artmasın ki? Ramazan ayında bin aydan hayırlı ve Kur’an-ı Kerimin nazil olduğu kadir gecesi vardı. Sanki bizi yılda bir ay ziyaret eden bir misafir gibi.
Ramazan ayının hazırlığı iki ay önceden başlardı. Bu hazırlıkların bir kısmı maddi bir kısmı da manevi idi. Dinimize göre mukaddes kabul edilen Recep ve Şaban ayları faziletli sayıldığı için bu dönemde ibadetler artırılır, günahlardan en azından saygıdan dolayı sakınılır ve mübarek Ramazan ayına hazırlık ile geçerdi.
Ramazan’a hazırlık ev halkıyla birlikte yapılır ve özellikle çocuklarımızın bu heyecanın içine çekilmesi çalışılırdı. Evlerimizin, çevremizin, cami ve mescitlerimizin temizliği yapıldıktan sonra, iftar ve sahur için erzak alışverişi yapılır, yoksullar için erzaklar hazırlanır, vereceğimiz zekat ve fitrelerin hazırlıkları yapılırdı.
Tekne Orucu ve Hediyeler
Ramazan ayı hazırlıkların belkide en güzeli Tekne orucu olsa gerek. Çocuklarımızı oruç ibadetine alıştırmak için yarım gün oruç tutmasını sağlardık. İki yarım gün bir tam gün ederdi. Böylece çocuklarımızda açlığın ve sabrın verdiği terbiyeden nasiplenir, büyükleriyle aynı iştah ve keyifle iftar sofrasının tadını çıkarırdı. İlk kez oruç tutan çocuklara ise iftardan sonra yiyebilecekleri yemişler, meyveler ve şekerlemeler hediye verilirdi.
Ramazan Pidesi
Sapanca çarşısında ki Karafırından yayılan sıcak pide kokusu Ramazan ayının başladığı gösteren en büyük işaretlerdendi. İftar vaktine saatler kala başlayan pide kuyruğu, neredeyse ezan sesine kadar sürer, fırından pideyi alanın evinde kurulan iftar sofrasına telaşla yetiştirme telaşı izlemeye değerdi. Herhangi bir zamanda pide kokusu alındığında dahi birçok kişinin aklına Ramazan gelmesi bu sebepten olsa gerek.
İftar Topu
Oruç tutan Sapanca halkına iftar vaktinin geldiğini duyurmak için İftar topu ateşlenirdi Gazipaşa mahallesindeki eski trafonun oradan (Şimdiki polis lojmanlarının bulunduğu yerden). İftar topunun ateşlenmesini izlemek için giden yalın ayak çocuklar, topun ateşlenmesi ile birlikte “top atıldı! top atıldı!” naraları atarak evlerine koşarak giderdi.
Su veya Zeytin ile İftar Açmak
Bütün aile iftar sofrasının başında toplanır, okunan akşam ezanının veya atılan iftar topunun duyulması için görevlendirilen evin en küçük çocuğundan “okundu! okundu!” diye işaret geldikten sonra dualar okunarak iftarlar açılırdı. Ancak mis gibi pide ve içine bayat pide doğranmış tarhana çorbası sofranın tam ortasında dursa da o iftar mutlaka su veya zeytin ile açılırdı.
Toplu İftar Yemekleri
Belki de en sevdiğim ramazan geleneklerinden biridir. “Bu akşamda ailecek baş başa iftar yapalım” demek neredeyse mümkün değildi. Ramazan ayı boyunca iftar sofrası mutlaka kalabalık olurdu. Eşe dosta, kolu komşuya ve hayır amacıyla verilen iftar yemekleri sebebiyle ya sizin sofranızda birileri olurdu ya siz birilerinin iftar sofranızda olurdunuz. En güzel anılar, kuvvetli aile ve dostluk bağlarının temelleri bu iftar sofralarında atılırdı.
Ramazan Davulcuları
Sapanca’da Ramazan geleneklerinin en neşeli olanlarından biri şüphesiz sahur davulcuları olmuştur. Özellikle sahur zamanında sahne Davulcu Kör Abidin ile Klarnetçi Zekeriya‘ya kalırdı. Her gece söyledikleri birbirinden güzel manilere tokmakları ile eşlik eder, uykuda olanları sahura kaldırırlardı. Adeta orucumuz onlara emanet gibiydi.
Teravih Namazları
Birey olmayı tuttuğumuz oruç, kıldığımız namazla öğrendik ise de birliği beraberliği ve dahi aidiyet duygusunu Camii Cedid Camii’nde, Rüstem Paşa Camiinde kıldığımız Teravih namazlarında öğrendik.
Gelenekler canlı bir yapıya sahiptir. Kimisi zamanla işlev kaybına uğrarken kimisi de değişim dönüşüm geçirerek yenilenmektedir. Toplumsal yaşam içerisinde ötelenen geleneksel uygulamalar nesillerin gelenekten haberdar olmadan yetişmesine neden olmaktadır. Bir geleneğin yaşatılmasında ki en önemli unsur, toplum nezdinde canlılığının ihmal edilmemesidir. Yaşayarak öğrendiklerini unutmayan yeni nesil, gelecekte geleneğine ancak bu şekilde yabancı kalmayacaktır. Her ne kadar teknoloji ve internet sosyal hayattaki birtakım işleri kolaylaştırmış olsa da ailelerin geçmişten aldığı bilgi, birikim ve deneyimlerini çocuklarıyla paylaşması geleneğin yaşatılmasında etkili olacaktır.
Yüce Allah; mübarek Ramazan ayında tuttuğumuz oruçlarımızla ruhumuzla olan ilişkimizi, eda ettiğimiz namazlarımızla tercihlerimizle olan ilişkimizi, fitre ve zekatlarımızla insan ile olan ilişkilerimizi denge üzerine kurma gayretlerimizi nasip eylesin! Amin!
Kaynak:
Gönül Dağı Dizisi
İslam Ansiklopedisi
Onur ÇETİN | Geçmişten Bugüne Ramazan Gelenekleri ve Geleneklerin Yaşatılarak Geleceğe Aktarılmasına Dair Öneriler
2 Yorum
Çok güzeldi çocukluğumun Ramazan günleri iftardan sonra mahallece toplanıp eski pazar yerinde teravih namazı vaktine kadar saklambaç oynardık. Mahallede bazen arkadaşlarınızın babalarına ait araçları içinde sahuru bekler tenekelerle komşuları sahura uyandırır, bazen de davulcuları korkuturduk 🙂
Çocukluğu anavatanı imiş insanın