Geleceği öngörebilmek için geçmişi ve günümüzü çok iyi bilmek gerekir. Cumhuriyetin 100’üncü yılı ülkemizde büyük bir gurur ve coşkuyla kutlanıyor. Bu coşkunun ve gururun Sapanca’ya ait kısmını hatırlamak ve yarınlara ‘Sapanca Yüzyılı’ vizyonu ile bakmak için Sapanca INFO okurları ile hasbihal etmek istedik.
Kökenleri 18. yüzyıla dayanmakla birlikte 19 ve 20. yüzyılların en temel olgularından biri olan ulus-devletlerin ortaya çıkmasında ve gelişiminde Birinci Dünya Savaşı kuşkusuz tarihi bir dönemeçtir.
Birinci Dünya Savaşı sonrası Osmanlı İmparatorluğu’nun imzalamış olduğu Mondros Ateşkes Antlaşması, pek çok yükümlülüğü beraberinde getirmiş ve ülke içinde halkı işgalci güçlere karşı savunmasız bırakmıştır. 1919 ve 1922 yıllarında Anadolu’da halkın iradesiyle başlatılan bağımsızlık savaşı, Milli Mücadele Dönemini oluşturmaktadır.
Başkent İstanbul’un hemen yanı başında yer alması, verimli toprakları, doğal güzellikleri gibi sebeplerle Bizans ve Osmanlı İmparatorluğunun arka bahçesi olan Sapanca, emperyalizmin dünya tarihindeki ilk sorgulanışına vesile olan Milli Mücadele döneminde, sadece Ankara’da kurulan Büyük Millet Meclisi ile Damat Ferit Paşa önderliğindeki İstanbul Hükümeti arasındaki çatışmaların ortasında kalmamış, aynı zamanda işgalci kuvvetlerin de istilasına uğramıştır.
Bu sebeple bugün 100. yılını kutladığımız Cumhuriyetin ilan edilmesi ile sonuçlanan Milli Mücadelenin kazanılmasında Sapanca halkının ödediği bedelin çok mühim olduğu bilinmelidir.
Bu ayrıcalıkla ülkemiz genelinde büyük bir gururla kutlanan Cumhuriyetin 100. yıl dönümünün haklı gururunun Sapanca’ya ait kısmını hatırlamak ve bugün yaşanan coşkunun niteliğine yarın için katkı sağlamak için Sapanca INFO okurları ile hasbihal etmek istedik.
Milli Mücadele Şehitlerimiz İçin Temsili Şehitlik Anıtı
Milli Mücadele döneminde Yunanlılar Sapanca’ya girerek (25 Mart 1921) 325 ev, 170 dükkân ve 17 değirmeni yakmıştır. Yunanlarla girişilen bu mücadelede Sapanca, 55 esir ve 24 şehit vermiştir. Yunan ordusu aynı zamanda; Arifiye, Kalaycı, Hacımercan, Şöhretiye, Kuruçeşme, İlmiye, Memnuniye, Nailiye, Balkaya, Ulviye, Muradiye, Senaiye, Mahmudiye, Dibektaş ve Kürt Köyü gibi büyük köyleri ateşe vermiş ve köylülerin tüm eşyalarını çalmış, gasp etmiştir.
Tüm bunları yazarken aklımızın bir köşesinde planlanan kent meydanı projesi ile ilgili bir teklif belirdi: İsimleri belli olan Milli Mücadele şehitlerimize vefamızın göstergesi olarak, Sapanca Belediyesince planlanan Kent Meydanı Projesi içinde “Şehitlik Anıtı” yapılabilir! Mi?
Yakın Tarih ve Milli Mücadele Müzesi
Yakın tarihle ilgili aklımızdan böyle bir teklif geçerken, biraz daha geriye giderek başka bir teklifte bulunma cüretinde de bulunmayı düşündük.
Bilindiği üzere, çocukluk dönemini Mahmudiye Köyü’nde geçirmesinin ardından Abdülhalim Galip Paşa’nın himayesinde İstanbul’a giden Osmanlı Devletinin en üst kurumlarında görev almış Hasan Fehmi Paşa, Sapanca’ yı hiç unutmamış. Eğitime çok önem verdiği için kendi adına yaptırdığı ve halen hizmet veren caminin yanına şimdiye kadar onlarca Sapancalının eğitim görmesine vesile olan bir okul da yaptırmış. İlk, orta ve yüksek öğrenimde okuyan öğrenci sayısı yaklaşık 12.000 olan ilçemizde, ne yazık ki bugün harabe durumunda olan Hasan Fehmi Paşa Okulu “Yakın Tarih ve Milli Mücadele Müzesi” olabilir! Mi?
Milli Mücadele Kahramanlarımız için İstiklal Yolu
Hayatı sürekli “Milli Mücadele” içerisinde geçen Feyziye’den İbrahim Halil SOĞUKOĞLU, “Biliş ve Görüşlerim” adlı eserinde gençlik yıllarında başından geçen olayları şöyle nakleder; “Yunanlıların mezalimlerine ait bazı alametlerin zuhuru sebebiyle oraların vaziyetinde bir soğukluk rüzgârının estiğini müşahade ederek Sapanca’ya geçtim. “Kuvâ-yı Milliye” geliyor haberinin ulaşması buralarda birtakım güzel havalar esmesine sebep olmuştu ve memleketin ahval-i elimesinin nihayet bulması ihtimali “Hubbü’l-vatan mine’l-iman” (Vatan sevgisi imandandır) manasına vakıf kimselerde şevk ve heyecan husule getirmişti.” Hatırasından da anlaşılacağı üzerine Milli Mücadele döneminde Sapanca’yı işgal eden Yunan güçlerine karşı Sapanca halkının direniş ruhunu canlandıran kahramanlarımızdan biridir, Fevziyeden İbrahim Halil SOĞUKOĞLU.
“Türkiye Büyük Millet Meclisi Riyasetine (20 Ağustos 1921)
Düşmanın bu kerede fasılasız günlerden beri yaptığı çılgın taarruzlarının şanlı ordumuzun kılıçları önünde tamamıyla neticesiz bırakılması nahiyemizde büyük sevinçler doğurmuş ve yapılan büyük bir mitingde bugün vazifesini ifa eden muzaffer ordumuzun yarınki vazifesini tamamlamak için milletin hissesine isabet edecek vazifeyi ifaya ahd ve yemin edilmiştir.”
Sakarya Savaşı’nın devam ettiği günlerde Sapancalı’ ların Türkiye Büyük Millet Meclisine gönderdikleri yukarıdaki destek telgrafını çeken kahramanlarımızdan biridir, Belediye Reisi Ahmed ŞEFİK.
Mustafa Kemal Atatürk, Büyük taarruz öncesi 12-24 Haziran tarihleri arasında Adapazarı ve İzmit civarına bir gezi yapmış ve “Kocaeli Grubu” adı verilen askerî gücü yerinde görmek istemiştir. Ayrıca annesine kavuşmuş ve onu Ankara’ya getirebilmişti. Bu arada Fransız yazarlardan Türk dostu Claude Farrere de İzmit’e geldiğinden onunla da bir görüşme yapmıştır. Bu arada Sapanca İstasyonunda kısa bir mola veren Mustafa Kemal Paşa, İstasyondan ayrılmadan önce önüne çıkıp, asker selamı verdikten sonra aşağıdaki konuşmayı yapan kahramanlarımızdan biridir, Vecihi Bey’in on yaşındaki oğlu Nezihi.
“Büyük Halaskarımız/Kurtarıcımız,
Büyüklüğünüz yanında ben ne kadar küçüksem, küçük kalbimin duygusu da size karşı o kadar büyüktür. Tıpkı şu mini mini gölümüzün o ulu deryalarımızı hatırlattığı gibi… Onu, beni, bizi, hepimizi en korkunç uçurumlardan siz kurtardınız. O uçurumlar kadar derin gönlümüzün gölümüz kadar derin minnet ve şükranları ne yolda takdim edilebilir ki? Tarihteki mevkiiniz sema kadar yüksek ve nurludur. Hâlbuki yalnız minnet ve şükranlarımı değil, temennilerimi ve emellerimi de arz edeceğim. Sapanca’yı kurtaranlardan Terkos’u, İşkodra’yı kurtaracakları günü bekleyeceğim. Onlar, yalnız anamın, babamın yurdu oldukları için değil, ana vatanımızda o yerlerin koptuğu yaralar hala kanadığı için ben bu günlere kanmayacağım. Gerçi pek küçük bir Sapancalıyım. Fakat sapanım ve sapanımla sizlerin, emellerinizin arkasındayım. Felaketli vatanımın, harap olan yurdumun sefil bir yavrusu olmak sıfatıyla Yusuf Kemal Beyin teşrifinde de demiştim ki, ‘vahşi Yunanlılar tarafından yeşil dağlarımızda ağaç, köylerimizde, bucaklarımızda üzerimize alacak hiçbir eşya kalmadı. Şu küçük aklımla garbın adil ve medeni olduğu kanaatindeydim, heyhat…’ Medeniyet bu mu, temeddün bu mu? Dedelerimizin, babalarımızın, kardeşlerimizin mübarek kanlarıyla yıkanan bu topraklarda Yunan çizmelerinin sürüklendiğine katiyen razı değiliz. Misakı Millimizin tamamıyla muhafazası uğrunda hiçbir fedakârlıktan çekinmeyeceğiz. Çünkü biz de yaşamak isteriz.” Mustafa Kemal Atatürk, bu küçük çocuğun konuşmasına şaşırmış ve şu karşılığı vermiştir; “Bütün vatanın kurtarılmış evlatları emin olabilirler. Sizin için esaslı bir zemini hayat bırakacağız. Merak etmeyiniz.”
(Kaynak: Prof. Dr. Sabahattin ÖZEL – Milli Mücadelede İzmit-Adapazarı ve Atatürk)
Zafere ortak olmuş ama yeterince anlatılmadığı için bu kahramanlar unutulmuş. Sapanca Sanat Sokağı projesi gibi Milli Mücadele Dönemi kahramanlarımızın resmedeceğimiz İstiklal Yolu Projemiz olabilir! Mi?
Değerlerimize Sahip Çıkmak
Hacettepe, Bilkent, Milli Savunma Üniversitelerinde İnkılap Tarihi ve Türkiye Cumhuriyeti Tarihi alanlarında araştırma görevlisi, öğretim görevlisi ve yönetici olarak çalışmış. Atatürk Kültür Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Atatürk Araştırma Merkezi Başkanlığı yapmış, Milli Mücadele dönemine ait onlarca eser yazmış olan Prof. Dr. Adnan SOFUOĞLU, Sapancalı’ dır.
Edebiyat tarihçisi, akademisyen, yazar, bürokrat, müsteşar, 25. ve 26. Dönem Sakarya Milletvekili, çok sayıda eseri olan Prof. Dr. Mustafa İSEN fahri Sapancalı’ dır.
Geçmiş ve gelecek arasında bir bağlantı vardır. Geçmiş, insanların öğrenme süreçlerini, kültürel kimliklerini, bilimsel ilerlemelerini ve toplumsal yapılarını etkiler. Gelecek, geçmişin bir ürünüdür ve geçmişin deneyimleri ve mirası gelecekteki kararlar ve gelişmeler üzerinde etkili olur. Geçmişimizi layığı ile öğrenebileceğimiz ülkemizin yetiştirdiği en nadir insanlar hemşerimiz olduğu halde bundan mahrum kalmamak için projeler olabilir! Mi?
Sonuç olarak;
Geleceği geçmişten bağımsız olarak düşünmek gerçekçi bir yaklaşım değildir. Geleceği öngörebilmek için geçmişi ve günümüzü çok iyi bilmek gerekir. Geleceği planlarken, geçmişte ve bugün yaşadığımız gelişme ve değişimin yarına şekil verdiği unutulmamalıdır. Gelecekte oluşacak şartları en iyi tahmin yeteneğine sahip devletler, değişime en kolay şekilde uyum sağlayabilen ve etkenleri kontrol edebilen organizasyonlara sahip olan devletler olacaktır.
Gelecek sadece tahmin edildiği için gerçekleşmez. Doğru ve güvenilir bilgilere ihtiyaç vardır. Gelişmelerin doğru analiz edilmesini sağlayan ise doğru bilgi, tecrübe ve iradedir. Geleceği belirleyen faktörler çok değişkendir. Bir faktörde yaşanan değişimler birden fazla gelişmeye etki edebilir. Sayısız olasılık ve belirsizliği içeren geleceği tahmin etmek ve bu tahminleri yönetebilmek önemli bir sorunsaldır. Yakın veya uzak gelecekte olabilecekleri ön görebilmenin yönetimlere katacağı güç, küresel ve bölgesel değişimlerde sağlayacağı katkı önemlidir.
Bu nedenle geleceği anlamak insanların yeryüzüne geldikleri günden bugüne en temel arayışlarından birisi olmuştur. Geleceğe yönelik belirsizliklerin, bilgi ve tecrübeleri kullanarak bilimsel metotlarla desteklenen sistematik bir bakış açısı ile değerlendirilmesi gerekir.
Kaynak
Prof. Dr. Sabahattin ÖZEL – Milli Mücadelede İzmit-Adapazarı ve Atatürk
Sapanca INFO | İşgal Döneminde Sapanca’da ki Yunan Mezalimi
Sapanca INFO | Hasan Fehmi Paşa Kimdir?
Sapanca INFO | Sapanca Hasan Fehmi Paşa Okulu
Sapanca INFO | İbrahim Halil SOĞUKOĞLU
Sapanca INFO | Prof. Dr. Adnan SOFUOĞLU Kimdir?
Prof. Dr. Mustafa İSEN Kimdir?
Milli Mücadele Döneminde İsyanların Gölgesinde Düzce ve Çevresinde Asayiş Sorunları
Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin Kuruluş Tarihi Üzerine Bir Değerlendirme
Dr. Zekeriya TÜRKMEN | İşgal Yıllarında Adapazarı Kazasında Yunan Mezalimi
Milli Mücadelenin Unutulmaz Kahramanları
Milli Mücadelede TBMM’ye Anadolu’dan Çekilen Telgraflar
Milli Mücadele Döneminde Çıkan İç İsyanlar ve Bu İsyanlarda Çerkez Ethem’in Rolü
Milli Mücadele’de Şehirlerimiz; KOCAELİ
Geçmişi Bilmek Bugünü Anlamak Geleceği Planlamak ve Yönetmek