Sinemacı Musa KAHRAMAN’ı en çok eski yaz akşamlarından anımsarız, bugünkü Ziraat Bankası’nın hemen arkasındaki Çiçek Sineması’ndan. Cemal KARAAĞAÇ, Sapanca INFO okurları için paylaştı.
En çok,
eski yaz akşamlarından anımsıyorum onu.
Bugünkü Ziraat Bankası’ nın hemen arkasındaki
Çiçek Sineması’ndan…
Gerçi Musa Dayı’ nın sinemacılık serüveni,
çok daha eskiden başlamıştı,
Sapanca’ nın görsel tarihinde.
Çarşıiçi’ nde bugünlerde yıkılan pasajın eski yerinde,
‘şanssız’ bir şekilde yanan ahşap ilk Çiçek Sineması’ nda.
Musa Dayı’ nın işlettiği sinemaların adı hep Çiçek’ ti…
Bakmayın siz ona,
fotoğraflarındaki sert bakışlarına kanmayın hiç.
Makine dairesinden kafasını dışarıya uzattığında,
çocuk yalvarmalarımız,
‘’Musa Dayı, yimbeşe girelim daaa!’’ nidalarıyla seslenmelerimizde,
yüzündeki bütün sert ifadeler kaybolur,
gönül kanadı titrer,
ucuz biletli beyaz perde hayallerimize kavuşurduk…
Kimi geceler tahta sandalyelerde seyrederken,
‘acıklı’ siyah beyaz filmleri
açık hava Çiçek Sineması’ nda,
bir yağmur başlar ve ıslanırdık,
aynı anda seyrettiğimiz filmlerde de yağmur başladığında
daha çok ağlar ve kapıldığımız hüzün dakikalarında,
seslenirdi bize: ‘’ağlamayın çocuklar filim bu, filim’’…
……………………….
Yaklaşık 16 yıl süren sinemacılık macerasında,
en çok etkilendiği ne diye sorulacak olursa Musa Dayı’ ya,
hiç düşünmeden hemen ‘Yılmaz Güney’ der!
Güney’ la çok sıkı bir dostluk kurmuştur,
hatta Yılmaz Güney’ in çok gizli yaralarını görmüştür,
‘kimse bilmez’ der…
Güney’ in dürüstlüğü ve mertliği çok etkilemiştir onu.
Yakın çevresi ve ülkesi için gözettiği adalet duygusuyla
daha iyi tanıdığını ve hayran kaldığını anlatır hep…
…………………………
1974 yılında sinemacılık öyküsü biterken
görmüştür Musa Dayı her yerde olduğu gibi,
artık ‘evlere giren sinema’ diye tanımlanan televizyonu.
Çünkü sinema da bozulmuştur ve aileler
tahta sandalyelerini terketmiştir beyaz perdenin.
İlk sinemasındaki yangından sonra,
onarılamaz hükmü verilen projeksiyon makinasını
tekrar hayata döndürdüğü o unutulmaz günlerdeki
sabrını,
direncini,
sevincini anımsayarak,
makinesini öper ve bir yaz sonu gecesi
yazlık Çiçek Sineması’ nın bütün ışıklarını kapatarak
sinemacılığı bırakır.
3 Yorum
Hemen hemen her çarşamba giderdik.Yaz akşamları da yazlık sinemaya.Ne güzeldi o günler!
Sevgili Cemal
Çocukluğuma döndürdün beni…
İçimi hoş bir duyguyla doldurdun,
teşekkürler,varolasın
Sayın arkadaşım sen Musa kahramanı değil bir tarih yorumladın sana çok teşekkür ediyoruz Sapanca’nın unutulmaz yüzünü hatırlattığın için Allah nur içinde yatırsın Allah iman selameti versin