İletişimin temel taşı, bilgiyi aktaran, kültürel bağlarımız güçlendiren, düşünce ve duygularımızı şekillendiren kelimelerin müzesini Sapanca INFO okurları için ziyaret ettim.
Kelimeler, düşüncelerimizin kanatlarıdır; onlar olmadan zihnimizin uçuşu engellenir ve içimizdeki sesleri dışarı çıkaramayız. Her kelime, birer sihirli anahtardır; iç dünyamızın kapılarını aralayarak derinliklerimize yolculuk yapmamızı sağlar. Kelimeler, duygularımızın melodi notalarıdır; bazen hüzünlü bir senfoni bazen de coşkulu bir marş. İçimizdeki okyanusun dalgaları gibidirler; bazen sakin bazen fırtınalı ancak her zaman anlam yüklü.
Kelimeler, düşlerimizin ressamlarıdır; hayal gücümüzün tuvaline renk ve şekil verirler. İnsanın kalbine bir köprü kurar; birbirimize yaklaşmamızı, anlaşmamızı ve sevgiyle bağlanmamızı sağlar. Kelimeler, insanın varoluşunun anlamını aramasında rehberlik eder; sonsuz bir maceranın başlangıcı ve sonu olabilirler ve bu yüzden kelimelerin gücü, insanın ruhunun sonsuz derinliklerinde yankılanır.
Yazar Şermin YAŞAR ‘ın soyut kelimelerimizi, atasözlerimizi ve deyimlerimizi somut örneklerle göstere göstere öğretmek amacıyla açtığı Kelime Müzesi‘ni Sapanca INFO okurları için ziyaret ettim.
Günlük hayatta kullandığımız kelime sayısının azaldığı ve doğru kullanım konusunda sorunlar yaşadığımız doğru. Dilin erozyona uğramaması, gelecek kuşaklara aktarılması ve dil hatalarının önlenmesi, hatta birbirimizle daha iyi iletişim kurabilmemiz için “Kelime Müzesi” çok değerli bir kaynak. Müzeyi ziyaret etmeden önce de kurucusu hakkında kısa bir araştırma yaptım.
Yazar Şermin YAŞAR, 1982 yılında Almanya’da doğmuş, Türkiye’de Türk Dili ve Edebiyatı alanında eğitim almış, aynı alanda yüksek lisans yapmış. Çok Hayal Kuran Çocuk, Dedemin Bakkalı, Dedemin Bakkalı Çırak, Tilki Masalları, Lo, Cingo, Kuş Masalları, Oyun Takvimi, Abartma Tozu çocuklara yönelik yazdığı kitaplardır. Yetişkinlere yönelik ise Oyuncu Anne, Kötü Alışkanlıklara İyi Öneriler, Tarihi Hoşça Kal Lokantası, Göçüp Gidenler Koleksiyoncusu, Deli Tarla, Ev Yapımı Sihirli Değnek, Gelirken Ekmek Al gibi çocuk edebiyatı alanında kitaplar yazmış. Kendini, kelimeleri çok seven biri olarak tanımlıyor. Bir yıllık emek ile hayal ettiği Kelime Müzesini açmış.
Kelime Müzesi; Ankara’nın Altındağ ilçesi Ankara Kalesi içinde Anadolu Medeniyetleri müzesinin karşısında yer alıyor. Her müzede “görülecek” yerler vardır ama burada “okunacak” şeyler de var. Her bir kelime, görsellerle desteklenmiş. Mesela “teneffüs” kelimesi için nefes alıp veren bir levha, her harf için ayrı bölümlerin bulunduğu kelime duvarları, Türklerin tarih boyunca kullandığı yazı sistemlerinden örnekler var.
Müzeye girişte misafirleri, “Hoş geldiniz”, “Sefalar getirdiniz”, “Ne iyi ettiniz de geldiniz”, “Aman efendim gözümüz yollarda kaldı”, “Hangi rüzgar attı sizi buraya?”, “Nerelerdeydiniz?” cümleleri karşılarken, ziyaretçiler çıkışta, “Hoşça kalın”, “Allah’a ısmarladık”, “Yine bekleriz”, “Yolunuz açık olsun”, “Arayı açmayalım”, “Özletmeyin kendinizi” cümleleri uğurluyor.
Müze; birbirinden güzel kelime ve hikâyelerinin, yer aldığı üç kattan oluşuyor. İstediğiniz kattan, gönlünüzün yöneldiği taraftan gezmeye başlıyorsunuz. İlk katında kelime kökleri, üst katında kelimeler, en üst katta da cümlelerle ilgili sergi alanları bulunuyor. Katları birbirine bağlayan merdivenler ise, Türkçenin yanı sıra Uygur, Arap ve Göktürk harflerinin yer aldığı bir avize ile ziyaretçileri şaşırtıyor.
En dikkatimi çeken “kelime çekmecesi” oldu. Alfabedeki harflerin yer aldığı çekmeceler içerisinde her harfle başlayan kelimeler var. Türkçede en çok “K” harfiyle (10 binin üzerinde), en az da “J” harfiyle (153 tane) başlayan kelime olduğu görülüyor.
Müzenin en çarpıcı yanı, “zamansız saat”. Saatte zaman, rakamlar yerine Anadolu’da sık kullanılan kelimelerle anlatılıyor; şafak sökmeden, gün dikimi, ay karanlığı, kaba kuşluk, gurup, kızıl ikinci, ilk horoz, yarı gece, dün buçuğu gibi.
Gündelik hayatta sıkça ve gelişigüzel kullandığımız kelimelerin aslında birer ruhları olduğunu, kimlik belgesi bulunduğunu, soyağacının yani akrabalarının mevcudiyetini fark ediyorsunuz. “Telli duvaklı gelin olmak” deyimindeki telli duvağı, “Havanda su dövmek” deyiminde geçen havanı görüyorsunuz mesela.
Müsait olduğunuz bir günde sevdiklerinizle beraber kelimelerin ışıltılı dünyasını merak ediyorsanız Kelime Müzesini ziyaret etmenizi tavsiye ederim. Ankara Ulus’ta Kale içinde kime sorsanız yerini tarif edecektir.
Kelime Müzesi, pazartesi günleri hariç, diğer günler 10.00 ile 17.00 saatleri arasında açık.
Sadece Kelime Müzesi için uzaktan gelmeye değer mi diye düşünüyorsanız aynı lokasyonda bulunan Ankara Rahmi M. Koç Müzesini, Anadolu Medeniyetleri Müzesini, Erimtan Arkeoloji ve Sanat Müzesini, Türkpusat Geleneksel Savaş Pusatları Müzesini ve Gökyay Vakfı Satranç Müzesini de ziyaret edebilirsiniz.
Ülkemizde tek olan Kelime Müzesinin ikincisi neden Sapanca’da açılmasın!