Eserlerinde Sapanca’nın toplumsal yapısı kadar doğası da baskın olsun isteyen ödüllü yazar. 1996’dan vefatına kadar eşiyle birlikte Sapanca’da yaşadı. Cemal KARAAĞAÇ, Sapanca INFO okurları için paylaştı.
‘’Erik ve kiraz ağacının ilkyazda açan çiçekleri
tomurcuklanan yenilenme ruhumuzdur
aynı zamanda’’ derdi,
ve eklerdi:
‘’Ertelediğimiz düşlerimize
tekrar kavuşmamızın,
Sapanca’ da erik ve kiraz dallarında
gözlediğim tomurcuklanmalarla
olanaklı olduğuna inandım hep.
İşte bu yüzden yazdıklarımda,
Sapanca’ nın toplumsal yapısı kadar
doğası da baskın olsun istedim.
Hem zaten,
devrimci bir anlayış
dalında tomurcuklanmaya durmuş
ve açmaya çalışan bir çiçeklenmedir.’’
……………………………..
Çok uzun sürelerle ve
akşamın Sapanca’ ya indiği
sonsuz zaman iklimlerinde
söyleşirdik,
Sapancalı Yazar İzzet Harun Akçay’ la.
Yunanistan mülteci kampı
Lavrion’ ndan
ve uzun yıllar Fransa/Paris
sürgünündeki acıtan günlerinde,
Sapanca’yı korkunç bir arzuyla düşlediğini
ve kapıldığı yaşam umutsuzluklarını
devrimci bir edayla
yenmeye çalışırken,
Sapanca hep yardım etmişti ona:
‘Mavi Şehir’ di Sapanca,
‘Bir Mektup Yazmak İstiyorum’ dediği yerdi;
sabahları gölün menevişlenen sularını
hareketlendiren o küçük dalgalar
‘Dipten Gelen Dalga’ lardı…
………………………………..
Bu sabah,
ilkyazın davetiyle tomurcuklanan
bir erik ağacının
çiçekleriyle karşılaştım,
gözlerim
İzzet Harun Akçay’ ın gözleriydi.
Eski günlerde,
işkencelerden geçmiş olsa da
şakaklarının kıyısında hep koruduğu,
güneş gülüşleriyle bezediği
devrimci ve namuslu
‘adam gibi adam’ lığını
her an evrene kanıtlayan
hüzünlü bir yürekti
İzzet Harun Akçay,
hüzünlüydü ama karamsar değildi hiç.
Kimi kez hüznü,
Ankara yıllarından anılarla kesiştiğinde
derin bir susku kaplardı
alnını,
gözlerini,
yüreğini.
Hiç konuşmaz,
toplumcu dünya görüşünün
sarsılmaz direnciyle
aşardı hüznünü,
dostluğumuzda.
………………………………………….
Sapanca ilkyaza koşuyor bugünlerde,
tepelerden sislerle yarışarak
göle doğru koşan çocuklar gibi.
Haydi,
İzzet Harun Akçay!
O çocuklar seni bekliyor,
görüyor musun?
İzzet Harun Akçay Kimdir?
Öykü ve roman yazarı. 28 Haziran 1953, Dastarlı/Ayaş/Ankara doğumlu. Devlet memuru bir baba ile ev kadını bir annenin çocuğudur. Kemalettin Sami Paşa İlkokulu (1965), Kütahya Ortaokulu (1968), Kütahya Lisesi (1971) mezunu. 1972 yılında Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’ne kaydoldu. Siyasal nedenlerle mahkûm edildiği için ikinci sınıf öğrencisiyken kaydı silindi (1980). Yaklaşık sekiz yıl süren bir cezaevi yaşamı oldu. 1987 yılında Gaziantep Cezaevi’nden tahliye olduktan sonra, üç buçuk yıl Yunanistan ve Fransa’da siyasi mülteci olarak bulundu, bu döneminde emeğe dayalı her işte çalıştı. 1996 yılından itibaren ölümüne kadar (17 Ekim 2011) eşiyle birlikte Sapanca’da yaşadı.
Edebiyata yakın ilgisi lise yıllarından itibaren yaşamının bir parçası oldu. İlk öyküsü (Bir Kış Gecesi’nde Cansıkıcı Durum) 1987 yazında Varlık dergisinde yayımlandı. Sonraki yıllarda ürünleri Berfin Bahar ve Irmak (Sakarya) dergilerinde yer aldı. Gülistan adlı kitabıyla 2005 yılında KYÖD (Kocaeli Yüksek Öğrenim Derneğinin Naci Girginsoy Öykü Ödülünü kazandı. Ceren adlı öyküsü aynı yıl Ahmet Hamdi Tanpınar Hikâye Yarışması Birincilk Ödülüne değer görüldü. Gerçekçi, milli ve halkçı çizgide bir edebiyat anlayışını sürdürdü.
ESERLERİ:
ÖYKÜ:
Bir Mektup Yazmak İstiyorum (1991)
Mavi Şehir (1992)
Gülistan (2005)
2 Yorum
Sapanca INFO ve Cemal KARAARĞAÇ arkadaşımı kutluyorum bir kez daha. İZZET HARUN AKÇAY gibi toplumsal bir değerimizi, ağabeyimizi ve eserlerini tanıttığı için yeni kuşaklara.
İzzet Harun Akçay dostum için…
bir dosta gece şarkısı
açılır gece sözlerin yankısına
f tipi üzünçlerle yağmalanır özlemin sıcaklığı
kan ve kusmuk bulaşır çöp çocukların gölgeli alınlarına
unutulmuş kentlerin sokak aralarında
hey! coşkunun kanatlarından hıncın kınası eksilmesin
çünkü tam sırası biriktir yeni güne saçlarını
unutsak, aklımızda acıtan güz yaprakları
unutsak, elimizde zamansız cam kırıkları
cemalkaraağaç. sapanca. milatyok.