Sapanca INFO

Seyahat Notları-1

Sapancalı Dr. İsmail KOÇ, ECOSUS 2022 kongresine katılım için gittiği Artvin-Hopa seyahatine ait anılarını Sapanca INFO okurları için paylaştı.



Dünyanın her yerinden akademisyenler Artvin Çoruh Üniversitesi Hopa İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesinde Uluslararası Ekoloji, Ekonomi ve Bölgesel Kalkınma Kongresi (ECOSUS 2022) için bir araya geldi. SUBÜ temsilen “Sürdürülebilir Yerel Kalkınmada Ekolojik Turizm: Sapanca Bungalov Yatırımlarına Yönelik İnceleme” ile katıldığım kongre vesilesi ile 8 Haziran -1 Temmuz 2022 tarihleri arasında Sakarya – Samsun – Artvin – Ardahan – Kars – Iğdır – Ağrı – Van – Muş – Ankara – Sakarya güzergâhında geçen, Anadolu’nun insan, yeşil, su ve toprak kokan hikâyelerine tanıklığımı ele aldığım bir çalışmanın 1/3 nci bölümüdür.

Dr.İsmail KOÇ


Heyecanlıyım..

1877-78 yıllarına, “dedelerimin yolculuğuna yolculuk yapmak”… Birçok yolculuğa çıktım ama bu kadar heyecanlı olmamıştım doğrusu..

Hayat telaşesi, daha özel bir gezi ile gider, sokak sokak, dağını tepesini, deresini çarşısını gezerim ümidi ile ertelemiştim aslında bu geziyi.. Hopa’da yapılacak bir sempozyum davetlisi olarak 8 haziranda eşim ve kızım ile düştük yollara.. 

Sapanca’dan yedi saat süren bir yolculuktan sonra geceye renk veren ışıkları ile Samsun bizleri karşılıyor. Samsun öğretmen evinde bir gece konakladıktan sonra şehir merkezini de biraz dolaşarak düştük Ordu yollarına. Ünye’ nin, Fatsa’nın fındık yeşili dağlarına bakıp hasat bekleyen heyecanına ortak olduk selamımız ile.. Giresun kalesinin yamacından Espiye, Tirebolu, ve Görele’de soluklanıp Karadeniz’in eşsiz manzaralarına şahit olduk.. Trabzon yağmuru ile karşıladı bizleri.. Biraz yakıt ikmali yaptıktan sonra Trabzon’ u başka bir sefere saklamak sözü ile devam ettik yolumuza. Rize’nin çay bardağı siluetli bir binayı içerisinde barındıran Çay Çarşısında bir bardak çay içmek istesek te Ardeşen’de yolumuzu gözleyen Kadir abinin sohbetine sakladık bir yudum çayı.. Ve Ardeşen’de Kadir abinin hanesine vardık, çay bahçelerinin yanında otantik bir  mekanda bir yudum derken bir  demlik çay ve  hasbihal ettikten  sonra ikindi namazımızı da eda ederek  düştük yine yollara.. Fındıklı  ve sonra Arhavi..

Ulaşım kabiliyetinin geliştirilmeye çalışıldığı bir dönemde yaşamak, devletimizin son yıllarda özellikle ulaşım konusunda yapmış olduğu atılımları yerinde görmek gerçekten çok önemli. Onlarca tünel, viyadük, bölünmüş yollar bizlerin seyahatini daha güvenli ve ulaşılabilir kılıyor. Her bir adımına ter akıtan işçisinden mimarına ve bu hizmetleri hayata geçiren devlet erkânına ne kadar teşekkür etsek az… Bu emektar milletin daha iyilerine layık olduğunu da belirtmeliyim.

Radyomda biraz türkü, biraz ezgi, derken müziğin tonu kemençe ve tulum sesine ayak uydurmaya başlıyor.. Yol aldıkça sol yanımda güneş Karadeniz’e nağme yapıyor, sağ yanımda ise Arhavi evleri eşsiz manzarası ile bu nağmeyi izliyor.  Arhavi’ den sonra Pazar eşsiz güzellikleri ile bizleri karşılıyor. Pazardan sonra yol yorgunluğu biraz kendisini hissettirse de hem aracımı kullanıp hem de çevremdeki her bir detayı zihnime yazmak istiyorum. 

Evet, artık Hopa tabelası göründü fakat binlerce tır Sarp kapısından geçmeyi bekliyor. Yaklaşık 30 km’lik tır kuyruğu eşliğinde konaklayacağımız Terzioğlu Hotele varıyoruz. Bu yoğunluğun sebebi ise; Rusya- Ukrayna savaşı sebebi ile Sarp kapısına olan talebin artması ve Gürcistan tarafının yabancı tırlara yönelik yavaş işlem yapması şeklinde belirtiliyor. Tabi ben cümleleri yazdıktan 1 hafta sonra maalesef Hopa’nın doğusunda yer alan Kemalpaşa’da sağ şeritte bekleyen tırların üzerine heyelan dolayısı ile büyük kaya parçalarının düştüğünü ve bir Azeri kardeşimizin vefat ettiğini duydum. Allah rahmet eylesin.. Ekmek peşine yollara düşmek zor.. Memleketinden uzakta ölmek de.. Tabi bu haberi televizyonda dinleyince hemen aklıma Sapanca Devlet Hasta hastanesinde şahit olduğum bir hadise geldi. TEM Sapanca mevkiinde meydana gelen bir trafik kazasında tır şoförü vefat etmiş ve kaza haberini alan kızına da sekreter hanım babasının öldüğünü söylemeye çalışıyordu… Haberi duyduğumda Azeri şoförün yavrusu var ise acısı düştü içime…

Yolların hikâyesi çoktur… Her bir insan hikâyesini yazmak ile meşgul. Hopa’da otelimizin 6. katında Karadeniz’i doğrudan gören bir odada, ilk dördün evresinden dolunay evresine yolculuk eden bir sahneyi izlemek… gece Samsun öğretmen evinin penceresinden seyrettiğim martıların benimle Hopa’da ayı seyrediyor olmaları garip…

Kuş misali bu olsa gerek…

Yorum Yap

İçimdeki BEN, Dışımdaki SEN ve SAPANCA ...