EFSANE, insanlığın ortak hafızasının bir parçasıdır. SANATÇI ise yaratıcı çalışmaları ile kültürel mirasın canlı tutulmasını mümkün kılar. Sapanca; kendi kültürüne, turizmine ve ekonomisine katkı sağlayacak bu iki değere de sahiptir.
Geleceğini, gelecek turistlere bağlayan ilçemizin, sanat sokağının girişinde, gelen hiç bir turistin hiç bir zaman hatırlamayacağı tarih bilgisinin bulunduğu tarihi taşın üzerinde, her ziyaretçinin hatırasına konu ve paylaşımına sebep olmuş, Sapancalı Sanatçı Cemal KARAAĞAÇ tarafından betimlenen ‘Sabancı Baba Efsanesi’ metni bulunmakta idi.
İlçemize gelenleri Sapanca sahiline ulaştıran Özkum Sokağı, 2016 yılında dönemin Belediye Başkanı Prof. Dr. Aydın YILMAZER zamanında genişletilerek, Serender ağaçlarının arasında çeşitli sanatsal ve kültürel aktivitelere sahne olacak bir yapıda, tanıtım stantlarının yer aldığı, yerel kültür ürünlerinin sergilendiği, çeşitli sosyal etkinliklerin de yapılabileceği bir tasarımla “Sapanca Sanat Sokağı” olarak hizmete açılmıştı.
Dönemin Turizm ve Kültür Bakanı Nabi AVCI, yaptığı açılış konuşmasına “Bir gün sempozyum için İtalya’nın Como kasabasına gitmiştim, Como’yu görünce aklına Sapanca geldi” diyerek başlamış, Como ve Sapanca arasındaki benzerliği dile getirmişti.
İtalya’nın Lombardiya bölgesinde Milano şehrinin 50 km. kuzeydoğusunda, İsviçre sınırında yer alan Como, adını da Como Gölü’nden alır. Ayrıca İtalya’nın en büyük üçüncü gölü olan Como Gölü, buzul kökenli olmasına rağmen dünyanın en çok turist çeken meşhur göllerindendir.
Como ve Como Gölü Neden Çok Turist Çekiyor?
Como Gölü Alp dağlarının eteklerinde yer alır, ters Y şeklinde olduğu için de lades kemiği şeklinde tarif edilir. Doğasının güzelliği, kolay ulaşılabilir olması, göl çevresindeki kasabaları, otantik dokusu, renkli caddeleri, gölde yapılabilen su sporları sayesinde üne kavuşmuş olsa da 2 sebepten dolayı “dünyanın en meşhuru” unvanını aldıklarını, haklarında yazılmış içerik ve paylaşımlardan anlayabiliyoruz.
Birinci sebep; Efsanesine sahip çıktılar!
İtalyan folkloruna göre İtalya’nın Loch Ness Canavarı ‘Lariosauro‘ Como Gölü’nde yaşar. İngiliz BBC kanalı 2012’de Loch Ness Canavarı turizmi hakkında araştırma yapar. Araştırmaya göre canavarın bölge ekonomisine katkısı 33 milyon dolardır. Bölgeye gelen turistlerin yüzde 85’inin önceliği Loch Ness Canavarını görme arzusudur. Bu sebeple göl çevresinde canavarla ilgili çok sayıda turizm etkinliği yapılır.
İkinci sebep; Kendinden olanlara sahip çıktılar!
Alessandro Giuseppe Antonio Anastasio VOLTA. Elektriğin ve gücün öncüsü, pilin mucidi. Metan gazının keşfi ile de tanınan fizikçi ve kimyager. Rus asıllı olmasına rağmen Como doğumlu olduğu için İtalyanlar onun onuruna Como’da bulunan Camnago arazisine “Camnago Volta” ismini verdi, cenazesi buraya gömdü. Como’da bulunan evini, Volta’nın deneylerini, icatlarını ve ürettiklerini sergilediği yer haline getirdiler. Como Gölü kenarında ki kamu bahçesine de anıtını yaptılar.
Bir tutam gerçek, biraz popüler gelenek, önemli miktarda fantezi karıştırın ve işte size MİT ve EFSANE. Herhangi bir kültürün veya ülkenin efsaneleri her zaman büyüleyicidir. Tıpkı Sapanca’nın “SABANCI BABA” efsanesi gibi.
Sabancı Baba Efsanesinin ilçe ekonomisine kazandırılması yönünde pek fazla çabamızın olmadığı aşikar. Peki ya eğitim ve kültür hayatımızda ki yeri ve önemi!
Mit ve Efsanelerin değerini anlamak için onların toplumsal fonksiyonlarına bakmak önemli ipuçları verir. Mit ve Efsaneler, kutsal sayıldıkları için toplumun manevi değerlerini saklar ve korurlar. Bu özellikleriyle kültürü koruyucu ve taşıyıcı değerleri vardır.
Mit ve efsaneler, diğer edebi eserlerin içerisinde de yer aldıklarından dolayı bu işlevlerini yüzyıllar boyunca çoğunlukla fark ettirmeden yerine getirirler. Bu nedenle, Mit ve Efsaneleri tanımakla toplumun davranışlarını, isteklerini, zevklerini anlamak mümkündür. Ayrıca sosyalleşmeyi bir süreç olarak görmek gerekir ki bu süreç, uygun davranış kalıplarının, değerlerin ve hislerin içselleştirilmesinde önemli rol oynar.
Eflatun Cem Güney, “Başka milletlerin mitolojileri, efsaneleri vardır ve nice şaheserler için ilham kaynağı olmuştur. Oysaki biz, bizim sanatçılarımız kendi doğduğumuz yerin bile kuruluş efsanesini bilmiyoruz. Hele çocuklarımız, bu efsanelerden bir yudum tatmadan çıkıp gidiyorlar okuldan.” cümleleriyle, bu değerli kaynaklardan yararlanmamanın büyük bir eksiklik olduğunu belirtir. Bu bağlamda ihtiyaç duyduğumuz tek şey ise Sanatçıdır!
Sanat; insanlarda belli bir duygu yoğunluğu oluşturur. Duyguları belli yönlere kanalize eder. Bir Filistinli şair için dönemin İsrail yöneticisi “Onun şiiri tonlarca bombadan daha etkilidir” demişti. Sanat, dağınık ve dikkatten kaçan bir çok şeyi, hayatta yerine oturmayan ya da oturtamadığımız şeyleri yerine oturtmaya çalışır. Sanat, insana fark ettirir. Sanat, insana sevmeyi sevdirir.
Sanatçı ise gündelik hayatın hayhuyuna dalan insanlar için belki de oldukça önemsiz görülen birçok ayrıntıyı gündeme getirir. Çevresinde gelişen olaylara insani tepkiler koyar. Bu anlamda sanatçı belli bir sorumluluk bilinci taşıyan insandır. Kimi kere ideolojik kimi kere dini mahiyet arz etse de sanatçının dünyaya baktığı belli bir açı her zaman vardır. Ancak dünyanın neresinde hangi dine ve ideolojiye bağlı olursa olsun sanatçının ortaya koyduğu üründe evrensel tema ‘insan’ dır, tıpkı sanatçının kendisi gibi.
İnsan; değer üreten, değerlerle yaşayan, değerleri araştırıp koruyup, yaşatabilen olmak zorundadır. Toplumlarda değerlerin oluşumu ve çeşitlenmesi, davranışa veya objeye dönüşmesinin getirdiği farklılaşmanın doğurduğu bütünlük ise kültürdür. Değerlerine ve kültürüne sahip çıkanlar her zaman kazanır, Como gibi.
Sapanca; kendi kültürüne, turizmine ve ekonomisine katkı sağlayacak SANATÇI ve EFSANE değerlerine sahiptir. Sapanca ‘lı Sanatçı Cemal KARAAĞAÇ tarafından betimlenen SABANCI BABA EFSANESİ metnini ait olduğu yerde tekrar değerlendirilmesini temenni ve talep ediyoruz.
1960 Sapanca doğumlu. Şiirleri fanzinler, yerel gazeteler ile Papirüs ve Berfin Bahar dergilerinde yayınlandı. Eskişehir ve Sakarya’da sinema, fotoğraf, tiyatro ve şiir üzerine ‘sakıncalı masallar’ yazdı. Halen Sapanca Sanat, Tarih, Kültür ve Turizm Derneği (SAKÜT) Başkanı olan Cemal KARAAĞAÇ oyun, senaryo ve öykü de yazıyor. Oyunculuk, yönetmenlik, drama, uygulamalı tiyatro ve fotoğraf eğitmenliği de yapan Cemal KARAAĞAÇ ’ın ‘sanrım, sanırım’ adlı şiir kitabı yayımlandı.
Cemal KARAAĞAÇ tarafından Betimlenen “Sabancı Baba” Efsanesi Metni
Çok eski yıllardan bir yıl, günlerden bir gün
bir gezginin yolu düşer varlıklı bir köye,
öyle bir köy ki insanları çok zengin, bahçeleri verimli
bir ağaç ormanı ortasında ihtişamlı ziynet,
bugünkü gölün olduğu yerde adeta bir cennet.
Gezgin gelmiştir uzun yoldan, sunulsun ister köylülerden
bir damla su, bir lokma ekmek,
ama şımartmıştır bu köyü zenginlik
esirgerler gezginden küçük bir ikramı,
yoktur belki böyle bir niyet aslında
basiret mi bağlanır bilinmez, böyle bir gayret için o anda.
Efsane bu ya gönlü kırık ayrılır köyden gezgin
rastlar az ilerde bir çiftçiye tarlasında,
çiftçi sürmektedir sabanıyla toprağı
bir yaz sıcağında, öküzleri pek bezgin.
Selamlar gezgin çiftçiyi yine de neşeli,
çiftçinin ışıldar gözleri, mola fırsatıdır
bir erik ağacının gölgesinde, gezginle söyleşi.
Çiftçi buyur ederken gezgini yemeğine az
dereden, tepeden, topraktan, meyveden bahsederler
gezgin köye sözü getirir ve dalından kiraz yerken biraz…
Başlar bir yandan çisentili bir yağmur,
çiftçi hak verir gezgine, zenginlikten şaşırmış
bir köydür köyü ve ne yazık ki yozlaşmıştır gurur.
Ulu bir kişidir gezgin yine de düşünmek ister iyi
ama hızlanan yağmur tedirgin eder onu
ve seslendirir çiftçiye içindeki sezgiyi,
der ki çiftçiye, alsın öküzleri yürüsün tepelere
nesi var neyi yoksa,
çünkü kötü şeyler olacak gibidir hızlanan yağmurla.
Bir yandan da sarsılmaktadır toprak,
çakmaktadır göklerde şimşek
ve toprağa inmektedir hışımla yıldırımlar.
Telaşla tepelere yol alırken çiftçi
düşünmektedir bu afet de neyin nesi?
Epey bir süre çiftçi yol alır tepelere doğru,
göklerde şimşekler, adımlarda depremler.
Vardığında en yücesine tepelerin sormak ister gezgine
nedir bu afet, nedir bu evrenin gürültüsü derinden,
ama ardından gelirken gezgin kaybolmuştur aniden?
Tepeden son bir kez bakmak ister terk ettiği köyüne,
o da ne?
Basmıştır sel suları mağrur köyünü hemen,
yok olmuştur meyve bahçeleri ve evler tamamen.
Kaynak
Sapanca Sanat Sokağı Açılışı Videosu
Sapanca Sanat Sokağı Açılışı Haberi
Ömer YILAR | Mit-Efsane ve Eğitim Hakkında Makale
Eflatun Cem Güney | Folklor araştırmacısı, Öğretmen, Şair
Loch Ness Canavarı Hakkında 10 İlginç Bilgi
Alessandro Volta Kimdir?
Sanat’ın Gücü
2 Yorum
Maşaallah
Kültürün taşıyıcısı sanatçı babalar olmasaydı Sabancı Babalardan asla haberdar olmayacaktık. Toplumları efsaneler yaratır ve sanatçılar omuzlarında-kalemlerinde geleceğe taşır. Şu anda binlerce yıl öteden Sabancı Babayı hayırla yad ederken ülkemizin ve Sapanca’nın önemli kültür şahsiyetlerinden biri olarak aramızda yaşayan ve bereketli Sapanca Gölü gibi nimetten bildiğim, geniş kültür birikiminden ve hafızasından zaman zaman istifade ettiğim Cemal KARAAĞAÇ abimize saygılarımı sunuyorum.