Sapanca INFO

Batumlu Mustafa Efendi

18 yy. sonlarında Sapanca’ya göç etmiş, gayret edip çok ilim yaymış, her zaman güzel adetleri ibadet haline getirmiş Batumlu Mustafa Efendi.



Mezar taşları, kültürel belleğin temsilcileri ve taşıyıcıları olarak hem nitelik hemde nicelik açısından oldukça önemli bilgileri barındırır. Sakarya sınırları içerisinde 15. yüzyıldan 20. yüzyıla değin farklı tür ve tiplerde teşhir edilen mezar taşları, öncelikle yerel tarihi ve sonra da Türkiye tarihini aydınlatacak belgeler olarak görülmelidir. 

Bireyin doğumuyla başlayan dünyadaki yeri ve konumu ölümüyle son bulmaz. Ölümünün ardından birey, varsa mezarı ile de varlığını, aidiyetini ve kimliğini sürdürür. Yaşarken aidiyet duygusu ile kimliğini şekillendirip kendini ve içerisinde bulunduğu, ait olduğu toplumu temsil eden bireyin ölümüyle bu temsil işlevi mezar taşına yüklenir. Mezar taşı, hem o bireyin kimliğini hem de bireyin ait olduğu toplumun kimliğini temsil eder. Çünkü söz konusu olan bir ceset, mezar ya da taş değil, bir kimliktir!

18. yy da devletlerarası sömürge yarışı ve güç mücadelesi sonucunda kesin olmamakla birlikte Anadolu’ya balkanlardan 2.500.000, Kafkaslardan 1.500.000 kişinin göç etmek zorunda kaldığı söylenir. Araştırmacılar Türkiye’de en az 20 milyon kişinin bizzat kendisinin yada annesi/babası tarafından Balkan yada Kafkas kökenli olduğunu tahmin ediyor.

Mimar Sinan tarafından yapıldığı söylenen, tarihi İpek Yolu’nun geçtiği rivayet edilen eski Ünlüce Caddesi’nin başında bulunan  Vecihi Kapısı‘ nın tam karşısındaki aile mezarlığının köşesinde bir mezar taşı bulunur. Bu mezar taşı bizlere, mezarda yatan merhumun Kafkas kökenli Batum’lu Mustafa Efendi olduğu ve Sapanca’da ki yaşantısını anlatır.


Şu mezarda gömülmüş faziletli kişi
Peygamberimizin ismi ile isimlenen o alicenap
Vatanda ilim ve irfanıyla çok kişi yetiştirmiş
O temiz yürekli sonunda Sapanca’ya göç etmiş 
Tek başına gayret edip çok ilim yaymış
Her zaman güzel adetleri ibadet haline getirmiş
Kendi kerametinden ölmeden önce kendi ölümünü keşfetmiş
Onun gözleri tam neşe ile ölüm günü neşelenmiş
Yüksek makamlardan (ALLAH’A DÖN!) emri görmüş gibi olmuş
Ölüm haberini alınca sevincinden uçup, mezarlıkta yer tutmuş
Yüreğinden çıkan ah sedası ile altın kalemle yazmış
Sizin Batum’lu ALLAH’ın emri ile firdevs cennetin bağrına kondu
Meşhur alimlerden isim verip saygınlık kazandı
Bu mezar Batum’lu Mustafa Efendi’ye aittir.
Hicri 1322 – Miladi 1902

18. yy sonlarında Sapanca’ya göç etmiş, ilim ve irfanı ile çok kişi yetiştirmiş, temiz yüreği ile tek başına gayret ederek çok ilim yaymış, her zaman güzel adetleri ibadet haline getirmiş Batumlu Mustafa Efendiyi hatırlamayı ahlaki ve tarihi olarak vecibe bildik.

Yüce ALLAH (c.c.), hesap günüde Batumlu Mustafa Efendiye merhameti ile muamele eylesin! Amin!

1 Yorum

Ali KEFELİ 19 Kasım 2022 at 18:17

“Şakadan bile olsa yalan söyleme” ilkesini ailesine miras bırakacak kadar takvalı Sapanca Fevziye köyünden rahmetli Nurettin ÇALIK’tan, Arifiye’de ikâmet eden Ali KEFELİ beye rivayetle;

“Batumlu Mustafa Efendi son derece imanlı, dini eğitimine devam eden aynı zamanda çok yakışıklı birisidir. Eğitimine devam etmek için her zaman yürüdüğü yolun kenarında bir evde güzeller güzeli bir kadın yaşardı. Bu kadın adeta Hz. Yusuf’un sınavını Mustafa Efendiye yaşatır. Bir gün haince bir plan kurarak Mustafa Efendinin avlunun içine girmesini sağlar, kötü niyetine ulaşmak için onu iftira ile tehdit eder. İmanı kavi, gerçek mümin ve çok zeki biri olan Mustafa Efendi, lavaboya gitmek için izin ister. Çıktığında ise dışkısını her tarafına sürmüştür. Bunu gören kadın, Mustafa Efendiyi kovar. Kıvrak zekâsı ile büyük bir günaha girmekten kurtulan Batumlu Mustafa Efendi ise bizlere güzel örneklik bırakır.”

Cevapla

Yorum Yap

İçimdeki BEN, Dışımdaki SEN ve SAPANCA ...