Sapanca INFO

5 Vakit Sapanca: Doğanın Kalbinde Tarih ve Tefekkür Yolculuğu

Bu bayram, içsel dinginliğinizi bulmanız için sizleri Sapanca’nın mistik atmosferine davet ediyoruz. Sapanca’nın tarihi atmosferi ve doğanın kucağındaki huzuruyla bütünleşerek, 5 vakit manevi bir yolculuğa çıkmak için hazır mısınız?



  1. Hasan Fehmi Paşa Camii’nde Sabah Namazı
  2. Rahime Sultan Camii’nde Öğle Namazı
  3. Rüstem Paşa Camii’nde İkindi Namazı
  4. Cami-i Cedid Camii’nde Akşam Namazı
  5. el-Doha Camii’nde Yatsı Namazı

“Sapanca’ya gerçekleştirilecek seyahatlere manevi lezzet katmak için neler yapılabilir?” arayışı üzerine Sabah Namazı ile başlayacağımız yolculuğumuzu Yatsı Namazı ile bitirip, heybemizde biriken güzellikleri okuyucularımız ile hasbihal edelim istedik. Dumanı üstünde dostluklardan taze anıları simgeleyen mutlu yüzler, muhabbet ile demini almış çaylar ve daha neler neler … 

Sözü fazla uzatmadan “Essalâtu hayrun minen nevm” sesinin kulağımızda bıraktığı güzellikle başlayalım doğanın kalbinde ki Sapanca’nın tarihî mekanlarında 5 vakit namazı 5 güzel camide eda etmeye…




Gün doğmadan yeniden doğanların ayak seslerinin kuşların terennümüne karıştığı zaman. Hasan Fehmi Paşa Camii’nde Sabah Namazı.

Hasan Fehmi Paşa Camii

1836 yılında Batum’un Muradiye kasabasında Hacıoğlu Şerif Molla’nın oğlu olarak dünyaya gelen, çocukluğunu Sapanca’da geçiren, Osmanlı Devletinde valilik görevine kadar yükselen Hasan Fehmi Paşa’nın 1885 yılında adına Mahmudiye Mahallesinde yaptırdığı camiidir, Hasan Fehmi Paşa Camii.

Caminin içine girdiğinizde dönemin estetik anlayışını; süslemelerde, iç merdivenlerde, demir işçiliğinde ve iç genişliğinde gözlemleyebilirsiniz. Osmanlı Devletinin batılılaşma çabalarının etkisinin en çok hissedildiği, mimaride bu etkinin son aşamasına yükseldiği bir dönem yapısı olan Hasan Fehmi Paşa Camii; ayrıca başkente yakın olmasının avantajlarını da kullanarak döneminin beğenilen üslupları olan Barok, Rokoko, Ampir (Neo Klasik), Art Nouveau ve Elektrik sanat uygulamalarının bir arada denendiği bir yapıdır.

Yanımızda getirdiğimiz çayımıza, gelirken aldığımız simidimiz katık oluyor. Kuş cıvıltıları hiç bitmeyecekmiş gibi geliyor… Hafif bir serinlik var ama çok da üşütmüyor. Sonra biraz sohbet ve ardından “Sapanca Ovası” kitabının satırlarında kaybolma zamanı. Öğle vaktine daha çok var dostlar, acelemiz de yok. Ağır ağır yudumladığımız çaylarımız bittiğinde, yine aynı heves ve istekle Rahime Sultan Camiine doğru yönelip yolları arşınlamaya başlıyoruz.

Allah’ın en büyük eseri olan doğa aynı zamanda O’nun büyüklüğünü, rahmetini ve sonsuz güzelliğini görmemizi sağlar. İnsanı tefekküre, hayranlığa ve yaratıcısına şükre davet eden Sapanca Ovası kitabını okumak için sabah namazını Hasan Fehmi Paşa Camiinde kılabilirsiniz. 

 


Sapanca Gölünden gelen esinti ile huzur dolu anlar! Rahime Sultan Camii’nde Öğle Namazı.

Rahime Sultan Camii

Abdülmecit’in dördüncü eşi, II. Abdülhamid’e annelik yapan Perustû Rahime Sultan tarafından 1892 yılında Sapanca Uzunkum Mahallesinde yaptırılan camiidir, Rahime Sultan Camii.

Yığma taş, tuğla mimari usulü yapılan binanın ön cephesinde kemerli pencereleri bulunur. 17 Ağustos 1999 depreminde zarar görmüş, minaresi yıkılmış ve daha sonra yeniden yapılmıştır. Kubbeli olan caminin içi oymalarla süslü olup, günümüzde özgün yapısını koruyan sayılı camilerdendir. Ön cephede, orta pencerenin üzerinde Sultan Abdülmecid’in tuğrası bulunur. Caminin minberi o dönemden kalma, orijinal yapıdadır. Camiinin içinde tezyinat bulunmamakta olup, çerçeveler içinde islami yazılar göze çarpmaktadır. İçinde yer alan ön cephede yer karolarının orijinalliği de göze çarpar. Ayrıca avize ve balkonu da orijinaldir. Sahanlıkta ise Osmanlıca bir kitabe bulunur. 

Rahime Sultan Camii, bize günün tam ortasında, günün telaşı içinde kaybolmak üzereyken aralanan bir kapı oluyor. Öğlen vakti aslında güneşin tam tepemizde olduğu ve sanki hayatın koşturmacasının en yüksek olduğu an gibi… Öğle ezanı uşşak makamı ile okunur dostlar. Hele bir de Rahmetli İsmail Coşar hocanın sesinden dinlerseniz, kendinizi yoklar ve tefekkür eder halde bulursunuz.

Yolu Amasya’ya düşenler bilir. Amasya merkezde kıvrılarak şehri ikiye ayıran, sesiyle huzur veren Yeşilırmak’ın hemen kenarında Sabuncuoğlu Şerafettin Bimarhanesi bulunur. 7 asır önce bu topraklarda aklı karışanlara yol göstermek için suyun ve müziğin sesinin kullanıldığının en müşahhas halidir. Oradaki bir kitabede, uşşak makamının ayak ve diz ağrılarına iyi geldiği yazar. Rahime Sultan Camindeki Uşşak makamında okunan Öğle ezanını dinlerken, koşturmacanın ortasındaki güzelliğin başka yansımalarının da olabileceğinin idraki, bizleri boğan duygu ve sorunlarımıza perde geren bir serinlik gibi vurur yüzümüze, Sapanca Gölünden esen esinti.

Namaz bitti, tesbihatın ardından hocamızın gür sesinden dinlediğimiz Asr-ı Şerif, bir kez daha tefekküre sevk ediyor. Öğle ile İkindi vaktinin arası çok yok. Caminin yemyeşil bahçesinde kitap okuyarak geçireceğimiz vakit daha az ama yine de lezzetli… Şimdi iş yine bizi merdivenlerden ağır ağır çıkaran ayaklarımıza düşüyor ve Ahmet Haşim takılıyor dilimize:

Ağır ağır çıkacaksın bu merdivenlerden
Eteklerinde güneş rengi bir yığın yaprak
Ve bir zaman bakacaksın semaya ağlayarak

Sular sarardı yüzün perde perde solmakta
Kızıl havaları seyret ki akşam olmakta

Eğilmiş arza kanar muttasıl kanar güller
Durur alev gibi dallarda kanlı bülbüller
Sular mı yandı neden tunca benziyor mermer

Bu bir lisân-ı hafidir ki ruha dolmakta
Kızıl havaları seyret ki akşam olmakta.


Akşama Yaklaşırken Sefa, Neşe, İç Huzuru ve Rahatlık Zamanı. Rüstem Paşa Camii’nde İkindi Namazı.

Rüstem Paşa Camii

1500’lü yılların başında Saraybosna yakınlarında Butomir veya Sarajevsko Polje’nin batısındaki bir köyde doğan, 1544 yılında Kanuni Sultan Süleyman tarafından Vezir-i Azam olarak tayin edilen, 15 yıl Vezir-i Azamlık görevini ifa eden, 1561 yılında vefat eden Rüstem Paşa tarafından Mimar Sinan tarafından yaptırılan camidir, Rüstem Paşa Camii.

Camii zamanla değişikliğe uğramış ve Rumi 1146’da ikinci defa inşa edilmiş. Rüstem Paşa Camii’nin üstü ahşap çatı ve kiremit ile örtülüdür. Camiinin duvarları alçaktır. Kerpiç-ahşap karışımı bir binadır. Camiinin toplam arsa alanı 750 metrekare olup, iç alanı 250 metrekaredir ve kapasitesi 1.200 kişidir. Sapanca’nın birinci derece deprem bölgesinde yer alması nedeniyle caminin yapıldığı günden bugüne defalarca yıkılıp yapıldığı anlaşılmaktadır. 20.YY’daki kitabelerde; 1925 ve 1932 yıllarında tamir gördüğü yazılıdır. 1967 yılında yaşanan depremden sonra büyük çaplı onarımdan geçen cami, en son 2017 yılında Bursa Vakıflar Bölge Müdürlüğü tarafından restorasyona alınmış ve 2019 yılında yeniden ibadete açılmıştır. Rüstem Paşa Camii‘nin ilk yapıldığı günden bugüne ulaşan kısmının sadece minarenin kaide bölümü olduğu anlaşılmaktadır. 2017 yılında yapılan son restorasyon çalışmaları için caminin temeli açıldığında temel taşlarının da minare kaidesi ile benzerlik taşıdığı görülmektedir. Muhtemeldir ki caminin temel taşlarının bir kısmı da minare kaidesi gibi orijinalliğini korumaktadır. Rüstem Paşa Camii, Sapanca’nın kurulduğu dönemden beri merkezi camisidir. Osmanlı döneminde İmam-Hatip tayininin yanında hademe tayini de yapılmıştır. 

Caminin banisini düşünürken bizi kendimize getiren ezan sesiyle minareye dikiyoruz gözlerimizi… Dostlar, İkindi ezanı rast makamında okunur. Bu makam sefa, neşe, iç huzur ve rahatlık verir. Düşük nabzın yükselmesine yardımcı olur. Öğle vaktinin sonu, akşamın ise yaklaşmakta olduğunu haber veren ikindi ezanı bize akşama kadar yetecek yeni bir enerji veriyor. Sabahtan bu yana uğraşılardan mütevellit yorulan, az da olsa artık biraz nefeslenmek isteyen adem oğlunun imdadına yine Rabbinin çağrısı yetişiyor. 

Ha gayret! diyor ikindi ezanı bize, biraz neşelen az kaldı Vakti Leyl’e. Güneş batacak yakında ve uzuvlar huzura erecek. Ama ondan önce son yeni bir enerjiyle ve daha önemlisi neşeyle yerine getirmeli işler, uğraşlar…

Namaz bitti, dışarıda ufak ufak kapı önüne atılan ayakkabı sesleri başladı. Cemaat genelde yaşını almış, sakalına beyazlar yuva yapmış ademlerden oluşuyor. Sessizce ufka bakan biri dikkat çekiyor, merdivenin son basamaklarında, akşama dönüyorum diyor gözleriyle sanki. Mimar Sinan’ın hatırasından yola çıkma vakti, Akşam vaktinde Cami-i Cedid’de olacağız nasipse…

Yaşadıklarımızı değerlendirmek, sabır, rıza, dua, şükür, empati ve merhamet gibi değerleri hatırlamak için ikindi namazını Rüstem Paşa Camiinde kılabilirsiniz. 


Yaptığımız iyilik ve güzelliklerin kabulü, hata ve yanlışlarımızın gizlenmesi için dua vakti. Cami-i Cedid Camii’nde Akşam Namazı.

Cami-i Cedid Camii

Sultan I. Mahmud ’un vefat edip Sultan Üçüncü Osman’ın tahta geçtiği yıllarda, her padişahla yeni bir dönem başlamasına veya Nizam-ı Cedid’e atfen 1755 yılında yapılan camiidir, Cami-i Cedid Camii.

Caminin minare kaidesinde kitabe bulunmaktadır. Kitabeye göre minareyi yaptıran kişi Molla Mahmûd’un torunu, Hacı Süleyman oğlu Mustafa Ağa’dır. 17.07.1247/1831 tarihli Osmanlı arşivleri belgesinde İzmid kazasında Sapanca kasabasında Anaberizade Hacı Mehmed Ağa Camii hatipliğinden bahsedilmesi, 29.12.1251/1835 tarihli belgede İznikmid kazası Sapanca kasabasında Hacı Mehmed Ağâ Camii’nde hitabet tevcihine dair hatt-ı hümayundan bahsedilmesi, bize Cami-i Cedid’in banisinin Anaberizade Hacı Mehmed Ağâ olduğu göstermektedir. Yani cami ile minarenin banisi farklı kişilerdir.

Camiye vardığımızda küçük yapısıyla dikkatimizi çekiyor. Vaktin yaklaştığını görünce abdesti tazelemek için şadırvana yaklaşıyoruz. Abdestimizi alıp kalktığımızda ise segâh makamında akşam ezanı okunmaya başlıyor. Öğle ve İkindi ezanlarına göre daha hızlı geliyor bize. Hemen bakıyoruz: “Kalbe ve beyne faydalıdır. Rahatlık ve cesaret verir” diye not almışız bu makam hakkında. Artık zaman Vakt-i Leyl’e kavuştu. Namazı kılıp çıktığımızda güneş Balkaya’nın ardına saklanıyor. Gün bitti, geceye kavuşuyor artık. Neler yaptık gün boyunca; kimlerle merhabalaştık, kimleri yad ettik? 

Akşam Namazı sonrası dua için açılan ellerimiz ile yaptığımız iyilik ve güzelliklerin kabulü, hata ve yanlışlarımızın tövbesi için dua ediyoruz Allah’a…

Gün içinde karşılaşılan her zorluk ve sevinçle birlikte bir içsel hesaplaşma fırsatı için akşam namazını Camii Cedid Camii’nde kılabilirsiniz.


Ruh ile beden, dünya ile ahiret, kalp ile akıl arasındaki uyum! el-Doha Camii’nde Yatsı Namazı.

el-Doha Camii

Sapanca’nın en genç camisidir. 2018 yılında Gazipaşa Mahallesi Akbaş Sokak’ta bulunan eski mescit yerine, Katarlı iş adamı Abdürrezzak Abdülcelil el Abdülgani tarafından 2018 yılında yaptırılan, ricası üzerine de Katar başkentinin isminin verildiği camiidir, el-Doha Camii camisi.

400 m2 kare kapalı alanı, 1.000 m2 bahçesi ile 600 kişinin aynı anda vakit, cuma ve bayram namazlarını eda etmeleri sağlanır. Çift minareli olan caminin avlusunda şadırvan, wc ve lojman bulunur. Camiinin müştemilatında kız kuran kursu, diyanet okuma salonu, kadınlara mahsus ibadet alanı, engelli wc, engelli rampası da bulunur. 

Ezandan önce varıyoruz camiye… Diğer camilerden farklı görünse de daha büyük ve ihtişamlı bir cami El-Doha… Arkası bahçesi Sapanca gibi yemyeşil. Yatsı vakti caminin etrafında bir huzur var. Çok yüksek olmayan börtü böcek sesleri geliyor kulağımıza… Ardından hicaz makamında ezanı duymaya başlıyoruz. Farabi, hicaz makamının insana tevazu verdiğini söyler. Geceye kavuşana kadar yapıp ettiklerimizi düşünerek yatsı vakti ile kendimize geliyoruz. Acziyeti ve kulluğu yeniden hatırlıyor, olması gerektiği gibi yani mütevaziliğe bürünüyoruz. Artık gün geceye kavuştu. Biz de gün boyu okuduğumuz kitabımızı çantamıza kaldırdık çoktan. Şimdi huzurla bir kenara çekilip, demli çaylarımızdan yudumladıktan sonra kendi küçük kıyametimize sığınma zamanı geliyor: Uyku…

Namaz, dua, okuma, hasbihal ve yanında bir miktar çay ile geçen oldukça güzel bir gün sona eriyor. Omzumuza konan dost bir el gibi geliyor tüm gün boyunca yaşananlar. ‘Allah rahatlık versin’ temennisiyle yeniden doğacak güneşe, kılınacak namazlara ve güzel yol arkadaşlarına dua ederek dalıyoruz uykuya….

Derinlemesine bir içsel yolculuğa çıkarak, ruh ile bedenin, dünya ile ahiretin, akıl ile kalbin birbirine yaklaşıp bütünlük oluşturulması için Yatsı namazını el-Doha Camiinde kılabilirsiniz.

Yorum Yap

İçimdeki BEN, Dışımdaki SEN ve SAPANCA ...